2025 Mart Bülteni

Ana Sayfa | Tüm Kategoriler
 
 

2025 MART BÜLTENİ

 

  • Wwf'den "Dünya Saati" Etkinliği

Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın çağrısıyla iklim krizine ve doğa sorunlarına karşı farkındalık yaratmak için "Dünya Saati" etkinliği düzenlendi.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) çağrısıyla düzenlenen ‘Dünya Saati' etkinliği kapsamında yüzlerce şehirde simge yapıların ışıkları bir saatliğine söndürüldü. Dünyanın tarihi ve sembolik önemi bulunan binaları bir saat karanlıkta kaldı.

Artan doğa kayıpları ve iklim krizine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen etkinliğe dünyanın dört bir yanından yüzlerce şehir katıldı. Fransa'nın başkenti Paris'in simge yapıları Eyfel Kulesi ve Zafer Takı'nda ışıklar 1 saatliğine söndürüldü. İngiltere'nin başkenti Londra'da da parlamento binasıyla Londra'nın Gözü adlı dev dönme dolabın ışıkları söndürüldü. Yunanistan'da ise başkent Atina'da şehrin simgesi tarihi Akropolis karanlığa gömüldü. Hong Kong'da 4 binden fazla binanın ışıkları söndürüldü. Harekete Tokyo, Bangkok, Yeni Delhi gibi başkentler de katıldı.

"Dünya Saati" etkinliği ile gezegenin karşı karşıya olduğu tehditlere dikkat çekmek ve daha yaşanabilir bir dünya için harekete geçmek amaçlandı. 

 

  • Dünyanın İlk Nükleer Atıkla Çalışan Şarj Edilebilir Pili Tanıtıldı

Japonya Atom Enerjisi Ajansı (JAEA), nükleer atıkları enerji kaynağına dönüştürme potansiyeline sahip dünyanın ilk uranyum bazlı şarj edilebilir pilini geliştirdiğini duyurdu. Bu yenilik, nükleer atık yönetiminde devrim yaratabilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen fazla elektriğin depolanmasına yönelik önemli bir çözüm sunabilir.

Geleneksel piller, enerji üretmek için lityum veya kurşun gibi malzemelere dayanırken, JAEA araştırmacıları bu süreçte aktif malzeme olarak uranyumu kullandı. Yapılan açıklamaya göre, pilin prototipi 10 santimetre genişliğinde ve 5 santimetre yüksekliğinde. Negatif elektrot için uranyum içeren bir elektrolit, pozitif elektrot için ise demir içeren bir elektrolit kullanıldı. 

Prototip pil, standart alkalin pillerin 1.5V gerilimine yakın bir değer olan 1.3V'luk bir voltaj elde etti. Araştırmacılar, pilin on kez şarj edilip boşaltılmasına rağmen performansında kayda değer bir düşüş yaşanmadığını belirtti. Bu stabilite, pilin uzun ömürlü ve güvenilir olabileceğine dair önemli bir işaret olarak değerlendiriliyor. 

JAEA tarafından yapılan açıklamada, "Bu araştırma sonuçları, zayıflatılmış uranyuma yeni bir kaynak değeri kazandırması bekleniyor," denildi. Ayrıca, uranyum bazlı pillerin, özellikle büyük güneş ve rüzgar enerjisi santralleri gibi değişken üretim yapan yenilenebilir enerji santrallerinde şebeke istikrarını sağlamada kritik bir rol oynayabileceği vurgulandı.

Araştırmacılar, pilin kapasitesini ve performansını artırmak için "redoks akış bataryası" geliştirmeyi planlıyor. Bu sistem, elektrolitlerin pompalar aracılığıyla dolaşımını sağlayarak daha büyük enerji depolama kapasitesi ve daha verimli enerji transferi sunabilir. Ancak, uranyumun radyoaktif doğası nedeniyle bu tür pillerin sadece nükleer tesisler gibi radyasyon kontrollü alanlarda kullanılabileceği belirtiliyor. Bununla birlikte araştırmacılar ticari olarak uygulanabilir, daha yüksek kapasiteli çözümler üzerinde çalışıyor. 

 

  • Dünyanın İlk Çivilenebilir Güneş Kiremiti İle Çatılarda Yeni Bir Dönem Başlıyor

Güneş enerjisi teknolojileri hızla gelişirken, ABD merkezli GAF Energy, dünyanın ilk çivilenebilir güneş paneli kiremiti olan Timberline Solar serisinin yeni nesil versiyonunu tanıttı. Timberline Solar ES 2, önceki modeline göre yüzde 23 daha fazla güç üretirken, kurulum kolaylığı ve estetik uyumluluk açısından da önemli iyileştirmeler sunuyor.

57 W güç kapasitesine sahip yeni çatı güneş kiremitleri yalnızca 0.6 cm derinliğe sahip. Firmaya göre Timberline Solar ES 2, geleneksel GAF çatı kaplama malzemeleriyle uyumlu olacak şekilde tasarlandı ve çatı görünümünü bozmadan güneş enerjisini entegre etme imkanı sunuyor. Ayrıca görünüm daha estetik hale getirilirken kurulumu ve bağlantısı da daha kolay hale sokulmuş durumda. 

Her bir güneş kiremiti 152 cm x 10 cm’lik bir alanı kaplarken, 600 V maksimum sistem voltajını destekliyor. Seri bağlantıda 48 adede kadar kiremit bağlanabiliyor ve iki paralel diziye kadar destek sağlanabiliyor. Ayrıca, Timberline Solar ES 2, 210 km/s hızındaki rüzgarlara dayanıklılığıyla dikkat çekiyor. UL 7103 sertifikasına sahip olan bu ürün, hem çatı kaplama malzemesi hem de bir güneş enerjisi ürünü olarak sertifikalandırılan ilk sistem olma özelliğini taşıyor. Çatıya ayrı bir panel sistemi monte etmek yerine, doğrudan çatı kiremiti olarak kullanılabilen bu teknoloji, yüzlerce vida deliği açılmasını gerektirmediği için su sızdırma riskini de en aza indiriyor. 

 

  • MEB'in düzenlediği "Sıfır Atık Yarışması" başvuruları başladı

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, resmi ve özel okullarda öğrenim gören okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik "Sıfır Atık Yarışması" düzenlenecek.

Bu yılki yarışmaya, öğrenci katılımına açık "Çizgi Roman" ve "Atıktan Sanata İleri Dönüşüm" kategorilerine ek olarak okulların katılabileceği "Yaşayan Okul Bahçeleri" kategorisi de eklendi.

"Çizgi Roman" kategorisine, ortaokul ve lise öğrencileri, sıfır atık temasını işledikleri özgün çizgi romanlarıyla katılabilecek.

"Atıktan Sanata İleri Dönüşüm" kategorisine okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri, atık malzemelerle tasarladıkları sanatsal çalışmalarla katılım sağlayabilecek.

"Yaşayan Okul Bahçeleri" kategorisine ise tüm seviyelerdeki okullar, dikey bahçeler, yeşil duvarlar, kompost alanları, organik tarım bahçeleri, güneş panelleri, yenilenebilir enerji köşeleri, geri ve ileri dönüşüm, permakültür bahçeleri, yeşil çatılar gibi doğa dostu çalışmalarıyla başvurabilecek.

Yarışma kategorilerinde ilk üçe girenlere yaş gruplarına göre akıllı saat, tablet, dizüstü bilgisayar ve elektrikli bisiklet gibi ödüller verilecek. Ayrıca okullara çevre beratı ile sürpriz hediyeler sunulacak.

Katılımcılar, eserlerini 11 Nisan'a kadar okul müdürlüklerine teslim edebilecek. Değerlendirme okul, ilçe, il ve bakanlık seviyelerinde yapılacak.

Ödül töreni, haziran ayında kutlanan Çevre Haftası'nda gerçekleştirilecek.

Katılımcılar, yarışma şartları ve başvuru süreciyle ilgili detaylı bilgiye "https://meb.ai/QDLo3T" adresinden ulaşılabilir.

 

  • Nar Kabuğu Atıkları, Hayvansal Deriye Alternatif Oluyor

Endüstri mühendisi İpek Tüysüzoğlu, atık nar kabuklarıyla geliştirdikleri biyomalzemeyle su kullanmadan üretim gerçekleştirip atık su oluşumunu önlediklerini ve hayvansal deri üretiminden kaynaklanan emisyonları azalttıklarını söyledi.

Deri tabaklama işlemi, krom ve arsenik açığa çıkararak tarım arazilerini, su kaynaklarını ve ekosistemleri kirletirken ileri dönüştürülmüş kaynaklar ve geleneksel üretim teknikleriyle arazi kullanımını azaltıp biyolojik bazlı alternatifleri benimsemek ve doğal kaynakları korumak mümkün.

 

Bu alternatiflerden birini, meyve suyu üretiminden çıkan atık nar kabuklarının kullanımına dayalı projesiyle hayata geçiren İTÜ ARI Teknokent bünyesindeki Yugen firmasının kurucusu Tüysüzoğlu, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Tüysüzoğlu, hayvansal derinin çevresel etkilerinin çok fazla olduğunu, bu üretimin verdiği zarar nedeniyle alternatif geliştirme düşüncesi sonucunda projenin ortaya çıktığını söyledi.

 

Türkiye'de üretim sonrası meydana gelen nar kabuğu atık miktarının yıllık 50 bin tona yakın olduğu bilgisini veren Tüysüzoğlu, şöyle devam etti:

 

"Atık, atık olarak kaldığı ve imha edildiği zaman, bu potansiyel biyokütlelere yapılabilecek en kötü şey çünkü atık olarak sınıflandırdıklarımız çok kıymetli malzemeler. Her birinin farklı potansiyelleri, dönüşebileceği farklı alanlar var. Bu imha edildiği zaman, biri yakacak olduğu zaman havaya tekrar karbon emisyonu olarak gidiyor ya da araziye gömülüp toprağa bırakıldığı zaman oradaki biyoçeşitliliği etkileyebiliyor. Dolayısıyla biz bunu ileri dönüştürerek çok daha katma değerli bir ürün haline getirebiliyoruz."

 

Sanayi bölgelerinden gelen tarımsal nar kabuğu atıklarını kullanan bir tedarik zinciri tasarladıklarını anlatan Tüysüzoğlu, kabukların her adımda ekolojik hassasiyetlerle tasarlanmış süreçlerle kullanıma hazır ham maddelere dönüştürüldüğünü aktardı.

 

Tüysüzoğlu, geliştirdikleri vegan derinin hayvansal ve suni derinin kullanılabildiği giyim, çanta, ayakkabı, mobilya, aksesuar ve otomotiv içi kaplamaları gibi alanlarda kullanılabildiğini belirtti.

 

"Solvent ve su kullanmıyoruz"

 

Nar kabuğundan geliştirdikleri vegan deriyi çevreye dost bir ürün olarak nitelendiren Tüysüzoğlu, "Çevresel etki olarak bunu hayvansal deriyle kıyasladığınız zaman emisyonda 15 kat bir azaltım oluyor. 1 metrekare hayvansal deri üretimi esnasında bir insanın 2 senelik temiz su ihtiyacı kadar atık su oluşuyor, biz bu üretimle hiçbir şekilde atık su da çıkarmıyoruz. Ayrıca emisyonu da azaltıyoruz ve tamamen solventsiz (çözücüsüz) bir üretim gerçekleştiriyoruz." dedi.

 

Geliştirdikleri ürünün kütlesinin yüzde 40'ının nar kabuğu, onun dışında kalan kısmının ise tamamen nişasta bazlı, biyo bazlı poliüretanlardan oluştuğunu kaydeden Tüysüzoğlu, yeni nesil vegan deri üretmekle kalmadıklarını, aynı zamanda sorumlu üretim gerçekleştirdiklerini ifade etti.

 

Tüysüzoğlu, "Tarımsal atık kullanmak ve petrol kökenli girdileri azaltmak bu sorumlu üretimin en önemli unsurlarından. Bunun yanı sıra hiç solvent ve su kullanmıyoruz." diye konuştu.

 

"Tüketiciler etik bir tercih yaparken zevklerinden ödün vermesin"

 

Nar kabuğundan geliştirdikleri derinin maliyetinin hayvansal derinin üçte bir ila dörtte biri fiyatında fakat suni derinin maliyetinin biraz daha üzerinde olduğunu belirten Tüysüzoğlu, yapılan testlerde derinin dayanıklılığı ve performansıyla ilgili de olumlu sonuçlar elde ettiklerini bildirdi.

 

Tüysüzoğlu, şöyle devam etti:

 

"Burada yapmaya çalıştığımız şey aslında, tüketicilerin etik bir tercih yaparken kendi zevklerinden ödün vermek zorunda kalmamalarını sağlamak. Çünkü ben senelerce etik alışveriş yapmaya çalışırken hem üstüne 3 kat fazla para verip hem de aslında çok belli skalalarda kalıp kendimden de tercihlerimden de ödün vererek aslında o etik opsiyona yönelmek zorunda kalmıştım."

 

AR-GE çalışmalarını Yeditepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nebahat Aral danışmanlığında gerçekleştiklerini anlatan Tüysüzoğlu, her renk ürün üretebildiklerine ve nar kabuklarıyla ürettikleri deri alternatifinin görünüş ve doku açısından suni veya hayvansal deriye çok benzediğine değindi.

 

Tüysüzoğlu, bundan sonraki hedeflerinin malzemeyi yüzde 100 biyobozunur hale dönüştürmek ve farklı ham maddeler kullanarak yeni üretimler gerçekleştirmek olduğunu kaydetti.

 

  • Teknokent’ten TÜBİTAK 1831 başarısı

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinasyonunda, TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından Dünya Bankası desteğiyle yürütülen Türkiye Yeşil Sanayi Projesi, KOBİ’lerin yeşil dönüşüm mevzuatlarına uyum sağlamasına yardımcı olmayı hedefliyor. Bu kapsamda, 1831 Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Çağrısı ile KOBİ’lere teknik destek sunacak kuruluşlar belirlendi. TÜBİTAK tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, Sakarya Teknokent’in çözüm ortağı olarak KOBİ’lere hizmet vermesi uygun görüldü.

Bu başarıyla birlikte Sakarya Teknokent, sürdürülebilir teknoloji ve inovasyon ekosistemindeki güçlü konumunu bir kez daha ortaya koydu. Bünyesinde yeşil dönüşüm konusunda uzman bir ekibe sahip olan Teknokent, üniversite-sanayi iş birliği faaliyetleriyle süreci etkin ve yetkin bir şekilde ilerletecek. KOBİ’lere rehberlik ederek, daha çevreci, verimli ve rekabetçi sanayi uygulamalarının hayata geçirilmesine katkı sağlayacak olan Sakarya Teknokent, geleceğin sürdürülebilir sanayisini inşa etmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Sakarya Teknokent Genel Müdürü Doç. Dr. Yakup Köseoğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

“Yeşil dönüşüm, sanayinin geleceği için kritik öneme sahip. Sakarya Teknokent olarak, KOBİ’lerin bu sürece uyum sağlaması ve yenilikçi çözümler geliştirmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. TÜBİTAK 1831 programı kapsamında çözüm ortağı olarak seçilmek, bu yöndeki kararlılığımızı ve uzmanlığımızı bir kez daha ortaya koydu. Projenin kabulünde üniversitemizin ilgili alanlardaki akademisyenlerinin yetkinliği de büyük bir etmen oldu. Bu çerçevede projenin hazırlık sürecinde ve uygulama aşamasında görev alan tüm akademisyenlerimize de teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Sakarya Teknokent, yeşil inovasyon ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürerek, Sakarya’nın ve Marmara Bölgesi’nin sanayi ekosistemine katkıda bulunmaya devam edecek.

Geleceğin teknolojileri Sakarya Teknokent’te şekilleniyor

 

  • Bolu'da Lise Öğrencileri Atık Yağlardan Sabun Üretiyor

Bolu İzzet Baysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, geri dönüşüm farkındalığı oluşturmak amacıyla başlatılan proje kapsamında atık yağlardan sabun üretiyor.

Kimya öğretmeni Sibel Çobanoğlu'nun öncülüğünde başlatılan projede yer alan öğrenciler, evlerinden ve çevrelerinden atık yağ getirmeleri için teşvik edildi. Broşürler hazırlanarak farkındalık çalışmaları yapıldı, diğer okullardan da destek alındı.

Okulun mobilya atölyesindeki öğretmen ve öğrencilerin de sabun kalıpları üreterek katkı sunduğu projede üretilen zeytinyağlı, bıttım, pirinçli, tarçınlı, portakallı, zerdeçallı ve güllü sabunlar satışa sunuluyor.

Çobanoğlu, AA muhabirine, projenin yalnızca sabun üretmekle kalmadığını, aynı zamanda öğrencilere uygulamalı eğitim ve çevre bilinci kazandırdığını vurguladı.

Öğrencilerin, hem kimyasal hesaplamalar yaparak derslerine katkı sağladıklarını hem de üretkenliklerini artırdıklarını belirten Çobanoğlu, çocukların geri dönüşüm bilinci kazanmalarının önemine değindi.

Çobanoğlu, atık yağların lavabolara dökülmesinin büyük çevre sorunu olduğuna dikkati çekerek, "Atık yağlar suyu kirletiyor ve doğaya zarar veriyor. Bu yüzden vatandaşlarımızın yağlarını okula getirmelerini öneriyoruz. Ayrıca biriktirdikleri yağları haber vermeleri halinde biz de teslim alabiliriz." diye konuştu.

Teknik Müdür Yardımcısı Emine Karaoğlan da Bolu halkını çevre dostu projeye destek olmaya davet ederek, "Atık yağlarını dökmek yerine biriktirsinler ve okulumuzu ziyaret ederek bize teslim etsinler. Hatta yağlarını getirip sabun alabilirler. Bu küçük ama anlamlı adım, hem çevremizi koruyacak hem de geri dönüşüm farkındalığını artıracaktır." şeklinde konuştu.

Projeye ilginin her geçen gün arttığını belirten Karaoğlan, "Öğrenciler ve öğretmenler, sabunları kullanarak geri dönüşümün faydalarını deneyimliyor. Bu proje, yalnızca çevreyi korumakla kalmayıp okulumuzun tanıtımına da büyük katkı sağlıyor." dedi.

 

 
 
×

DANIŞMANLIK TALEBİ

Danışmanlık istemek için aşağıdaki form ile bizlere ulaşabilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa sürede sizlere ulaşacaktır.