2024 NİSAN E- BÜLTENİ
İlk olarak 1970 yılında ABD senatörü ve çevre aktivisti Gaylord Nelson ve Harvard Üniversitesi'nde yüksek lisans öğrencisi olan Denis Hayes tarafından başlatılan Dünya Günü her yıl 22 Nisan'da kutlanıyor.
Şehir planlama ajansı Institut Paris Region (IPR) tarafından yapılan araştırma, Parislilerin şehir merkezi içindeki seyahatlerinin yüzde 11,2'sinde bisiklet kullandığını, insanların ise yolculukların yalnızca yüzde 4,3'ünde araba kullandığını ortaya çıkardı.
Bu, fikri mülkiyet haklarının Paris'teki seyahatlerin yalnızca yüzde 3'ünün bisikletle gerçekleştiğini tespit ettiği 2010 yılına göre bir pazar artışıdır.
Yürüyüş, şehir merkezindeki en popüler ulaşım şekliydi ve tüm yolculukların yüzde 53,3'ünü oluşturuyordu. Bunu yüzde 30 ile toplu taşıma izledi.
Kentin ulaşımdan sorumlu belediye başkan yardımcısı David Belliard, X'te (eski adıyla Twitter) "On yıl önce bisikletlerin arabaların yerini alacağını kim tahmin edebilirdi" dedi.
Paris banliyösü hâlâ arabalara bağımlı
Çalışma, Île-de-France bölgesinde 16 ila 80 yaşları arasındaki 3.337 sakini inceledi. Hareketleri bir GPS ünitesiyle takip edildi ve onlardan seyahat günlüklerini doldurmaları istendi.
Paris'in banliyö bölgeleri hâlâ araba yolculuğuna büyük ölçüde bağımlıydı. Fikri Mülkiyet Hakları araştırması, merkezin dışına ne kadar uzaklara giderseniz, bu şekilde yapılan yolculukların yüzdesinin de o kadar yüksek olduğunu buldu.
Kentin iki çevre yolu arasındaki yolculukların neredeyse yarısını araba yolculukları oluşturuyordu. Daha uzak banliyölerdeki gezilerde bu rakam yüzde 61'di. IPR, bunun bu alanlarda "otomotiv bağımlılığının" bir işareti olduğunu söylüyor.
Ancak Paris ile banliyöler arasındaki yolculuklarda toplu taşıma hala başı çekiyor. İnsanlar iç banliyölerden yolculukların yüzde 66'sında, dış banliyölerden ise yüzde 77'sinde bu aracı kullandı.
Paris son birkaç yıldır şehir merkezindeki arabalara yavaş yavaş kısıtlama getiriyor. Pek çok eski benzinli ve dizel otomobil de dahil olmak üzere daha fazla kirletici araç 2025'ten itibaren yasaklanacak. Park yerleri kaldırıldı, yollar yayalara ayrıldı ve bu yılın Şubat ayında yapılan bir oylamada Parislilerin SUV gibi büyük araçlar için park ücretlerini üç katına çıkarma önerisini de onayladığı görüldü.
Son birkaç yılda alternatif ulaşım biçimlerine de önemli yatırımlar yapıldı. Bu, 2026 yılına kadar şehirdeki bisiklet altyapısını iyileştirmeye yönelik merkezi bir planın yaklaşık 250 milyon Avrosunu içeriyor. Plan, Paris'i “yüzde 100 bisikletli bir şehir” haline getirmek.
Merkez dışındaki toplu taşımayı iyileştirmek için Grand Paris Express projesi kapsamında Île-de-France bölgesi boyunca 200 km'lik metro hatları inşa ediliyor. 68 yeni istasyon, dört yeni metro hattı ve halihazırda ağın bir parçası olan mevcut iki hattın genişletilmesi sağlanacak.
76 kilometre uzunluğundaki devasa bir demiryolu halkası ilk kez şehrin dış banliyölerini birbirine bağlayacak.
İtalyan donanmasına ait iki devriye gemisi, iki firkateyn ve üç denizaltı, İzmir'in Aliağa ilçesindeki gemi söküm tesislerine ulaştı. Deniz araçlarının söküm hazırlıkları başlarken, tehlikeli madde envanter raporları (IHM) hala kamuoyuyla paylaşılmadı. Greenpeace İtalya, yapılan işlemlerin çevresel etki değerlendirmesi olmadan yürütüldüğünü ve söküm işleminin gerçekleştiği tersanenin Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uymadığını ifade etti.
Cumhuriyet'ten Yusuf Körükmez'in haberine göre, Aliağa’da asbest yönetimi işçi sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi düzensizliklerin olduğu vurgulandı. Avrupa Birliği standartları nedeniyle birçok ülkenin sökümünü reddettiği deniz araçları için İtalya Savunma Sanayi Ajansı’nın düzenlediği ihaleyi 1.7 milyon avroya Ege Çelik adlı şirket almıştı.
22 gemi söküm tesisi bulunan Aliağa’da son 5 yılda 714 gemi sökümü yapıldı. Bu gemilerden çıkan 241 ton asbest Aliağa’da bertaraf edildi. Gemi söküm tesisleri, hurda gemilerin sökümü sürecinde yaşanan kirlilikle gündeme gelmişti.
Bu gemilerdeki asbest ve tehlikeli maddeler özellikle Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın listesinde “kesin kanserojen” tanımlaması ile 1. grupta yer alıyor.
Firmanın sahibi Mehmet Kaymak da dünyayı ve çevreyi tehdit eden atıklara karşı yürütülen “Sıfır Atık Projesi”ne, katkı sunmak istediklerini belirtti.
Sıfır atık temalı defilenin gerçekleştirildiği geri dönüşüm tesisinin sorumlusu Zülfiye Algur ise sahadan toplanan tonlarca atık malzemeyi tesiste ayrıştırıp geri dönüşüm bantlarında tekrar mamule dönüştürerek, ekonomiye kazandırdıklarını belirtti.
Geri dönüşüm tesisinde “sıfır atık” temasıyla düzenlenen defilede mankenler plastik poşet, sıva filesi, ip, kağıt ve takvim yaprakları gibi atık ürünlerle hazırlanan gelinlik ve kıyafetleri tanıttı.
Doğaya tam uyumlu olan yeşil çimento ile ‘2053 Net Sıfır Emisyon’ hedefi kapsamında güçlü ve sürdürülebilir bir adım atmış olduklarını belirten Bakan Mehmet Özhaseki, “Bakanlık olarak tüm yenilikçi uygulamaları hayata geçirerek daha temiz ve daha yeşil bir Türkiye hedefimiz için çalışmalarımızı her alanda sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu tarafından, kamu ihale sözleşmelerinde düşük karbon emisyonuna sahip yeşil çimento kullanımının yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışma başlatıldı. Bakanlık tarafından yayımlanan ‘Kamu İhale Sözleşmelerinde Düşük Karbon Emisyonuna Sahip Yeşil Çimento Kullanımının Yaygınlaştırılmasına İlişkin Tebliğ’ ile yapı malzemelerinin karbon salınımının en düşük düzeylere indirilmesini sağlayacak tedbirlerin alınması ve ‘yeşil çimento’ kullanımının yaygınlaştırılması teşvik edilecek. Bu karar, Türkiye’nin Uluslararası İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmesine de katkı sağlayacak. Yeşil çimento kullanımıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘2053 Net Sıfır Emisyon’ hedeflerine ulaşmak için önemli bir adım daha atılmış olacak.
Yeni dönemde kamu ihale sözleşmelerinde, çevresel etkileri, teknik üstünlükleri ve maliyet avantajlarıyla öne çıkan, daha düşük klinker oranına ve karbon emisyonuna sahip yeşil çimentoların kullanımı teşvik edilecek. Böylelikle yeşil çimento kullanımı yaygınlaştırılacak.
Yapılan araştırmalara göre, Avrupa’da klinker/çimento oranı 0.75 iken, Türkiye’de bu oran 0.85 seviyelerinde. Bu kapsamda, Türkiye’de kamu ihale sözleşmelerinde, klinker/çimento oranı; 2025 yılından geçerli olmak üzere kademeli olarak 10 puan düşürüldüğünde, 10 yılda yaklaşık 10 milyon ton karbon emisyon azaltımı öngörülüyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Bakanlık olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ortaya konulan 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefleri için yenilikçi uygulamaları hayata geçirmeye devam ettiklerini ifade ederek, “Bu anlamda ekonomimizin de lokomotifi olan inşaat sektöründe yeni bir adım daha atıyoruz. Bundan sonra yapılacak olan konut, ticari alan, sosyal donatı gibi her türlü inşa faaliyetinde yeşil çimento dönemine geçiş yapıyoruz. Çevre dostu ve enerji verimliliği olan yeşil çimentolar inşaatlar sırasında ortaya çıkan karbon salınımlarını minimuma indirecek. Doğaya tam uyumlu olan yeşil çimentolar ile 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz kapsamında güçlü ve sürdürülebilir bir adım atmış olacağız. Bakanlık olarak tüm yenilikçi uygulamaları hayata geçirerek, daha temiz ve daha yeşil bir Türkiye hedefimiz için çalışmalarımızı her alanda sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 1213 atık su arıtma tesisi ile ülke nüfusunun yüzde 90,6'sına hizmet verildiğini bildirdi.
Bakan Özhaseki, Bakanlığın atık su ve katı atık çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakanlığın, arıtılmış atık suların yeniden kullanımı konusunda çalışmalar yaptığını belirten Bakan Özhaseki, şu bilgileri verdi:
"Bu çerçevede halihazırda yüzde 5,30 olan arıtılmış atık suların yeniden kullanım oranını, 2028 yılında yüzde 11'e çıkarmayı hedefliyoruz. Bakanlık olarak yerleşim yerlerinden kaynaklanan atık suların toplanarak arıtılması, çevre ve insan sağlığının korunmasını amaçlıyoruz."
Şehirlerdeki atık su arıtma tesislerine ilişkin bilgi veren Bakan Özhaseki "2002 yılında 145 olan atık su arıtma tesisi sayısını 1213'e çıkardık. 74 ilimizde bulunan tesisler ile ülke nüfusunun yüzde 90,6'sına hizmet veriliyor." dedi.
Bakan Mehmet Özhaseki, devam eden illerdeki atık su arıtma tesisi çalışmalarına ilişkin, "74 ilimizdeki atık su arıtma tesislerinin yanı sıra 3 il merkezinde inşaat, 3 il merkezinde de proje aşamasında çalışmalarımız sürüyor. Mevcut durumda atık su arıtma tesisi olan illerden 3'ünde ileri biyolojik atık su arıtma tesislerimizin inşaat süreci, 3'ünde ise proje süreci devam ediyor." bilgisini paylaştı.
Belediye atıklarının insan ve çevre sağlığına etkilerinin en aza indirilip, etkin yönetiminin gerçekleştirilmesi amacıyla, belediyelerin finanse etmekte zorlandıkları atık altyapı projelerinin desteklenmesi için başlatılan Katı Atık Programı (KAP) projesi kapsamında, düzenli depolama tesislerinin yapımına da destek sağlandığını aktaran Bakan Özhaseki, bu kapsamda düzenli depolama tesisi bulunmayan yerlere öncelik verildiğini bildirdi.
Bakan Mehmet Özhaseki, şunları kaydetti: "Katı atıkların çevreye zarar vermeden bertarafını sağlamak üzere düzenli olarak depolanması amacıyla inşa edilen katı atık düzenli depolama tesisi sayısı 2024'ün ilk çeyreğinde 94'e ulaştı. Bu tesisler ile 1248 belediyede 75,9 milyon kişiye yani nüfusun yüzde 94,5'ine hizmet veriliyor. Suyun her damlasının değerlendirilerek ekonomik, sosyal ve çevresel yaşama kazandırılmasını önemsiyoruz. Çevremizi hassasiyetle koruyor, katı atıkları düzenli depoluyoruz. Evlatlarımıza daha sağlıklı ve daha temiz bir dünya emanet edeceğiz."
26.06.2021 tarihli Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinde ambalaj atıkları toplama ayırma ve ambalaj atıkları geri kazanım tesislerine ilişkin hükümler yer almamaktadır.
09.10.2021 tarihli Atık Ön İşlem ve Geri Kazanım Tesislerinin Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin yürürlük tarihi itibarı ile "Ambalaj Atığı Toplama Ayırma" ve "Ambalaj Atığı Geri Kazanım" konulu faaliyetler bahsi geçen yönetmelik hükümleri kapsamında "Toplama Ayırma Tesisi" ve "Tehlikesiz Atık Geri Kazanım Tesisi" başlıkları altında değerlendirilmekte olup Yönetmeliğin 2 nci Geçici Maddesinde "Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çevre lisansı almış bu Yönetmelik kapsamındaki atık işleme tesisleri mevcut çevre lisansları sürelerinin sonuna kadar faaliyetlerine devam edebilirler." hükmü yer almaktadır.
"Ambalaj Atığı Toplama Ayırma" ve "Ambalaj Atığı Geri Kazanım" konularında faaliyet gösteren işletmelerin çevre izin ve lisans başvuruları "Toplama Ayırma Tesisi" ve "Tehlikesiz Atık Geri Kazanım Tesisi" çevre lisans konuları altında değerlendirilmekte olup, 2024 yılı Döner Sermaye Birim Fiyat Listesinde yer almayan “Ambalaj Atığı Geri Kazanım” lisans harç bedelinin yerine “Tehlikesiz Atık Geri Kazanım” harç bedelinin %5 i hesaplanarak fiyatlandırmaya eklenmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla; Çevre Lisans Belgelerinde “Tehlikesiz Atık Geri Kazanım, Ambalaj Atığı Geri Kazanım” lisans konusunun birlikte bulunması durumunda Bakanlıkça belirlenen çevre izin ve lisans birim fiyat bedellerinin (2024 yılı) yüzde beşi ayrı ayrı fiyatlandırmaya eklenmelidir.