2024 MAYIS E-BÜLTENİ
AB Konseyi, 27 Mayıs 2024 tarihinde Avrupa Net Sıfır Sanayi Yasasını kabul etmiştir. Yasa, Kritik Hammadde Yasası ve Elektrik Piyasası Yasası ile birlikte, Avrupa'nın net sıfır endüstrisinin rekabet gücünü artırmak ve hızlı bir yeşil dönüşümü sağlamak amacıyla, Yeşil Anlaşma Sanayi Planını destekleyen üç temel yasama girişiminden biridir.
Yasa, Avrupa'nın endüstriyel yeşil teknolojilerdeki lider konumunu güçlendirmek için Tek Pazarın gücünü kullanarak, AB'nin iklim hedeflerine ulaşmak için gerekli olan net sıfır teknolojilerin endüstriyel yayılımını artırmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda izlenecek yollar; stratejik projeler için izin verme sürecinin basitleştirilmesi, stratejik teknoloji ürünleri için pazara erişimin kolaylaştırılması, bu sektörlerdeki Avrupalı işgücünün becerilerinin arttırılması ve AB'nin bu alandaki faaliyetlerini koordine edecek bir platform oluşturulmasıdır.
Bu kapsamda ilerleme iki gösterge ile ölçülecektir. Birincisi, güneş fotovoltaik panelleri, rüzgar türbinleri, piller ve ısı pompaları gibi net sıfır teknolojilerin üretim kapasitesi, AB'nin dağıtım ihtiyaçlarının %40'ına ulaşacaktır. İkinci olarak, 2040 yılına kadar Birliğin çevre dostu teknolojilerde küresel pazar payı % 15’e çıkarılacaktır.
Detaylı bilgi için: https://single-market-economy.ec.europa.eu/industry/sustainability/net-zero-industry-act_en
ISO 59000 standartlarının bir parçasını oluşturan ISO59004, döngüsel ekonomiye geçişi teşvik etmeyi amaçlıyor.
Uluslararası Standartlar Örgütü (International Organization for Standardization, ISO) tarafından yayımlanan ISO 59004, döngüsel ekonomiye ilişkin anahtar terimlerin ve kavramların tanımlanması, temel ilkelerin açıklanması ve döngüsel ekonomi için bir vizyonun ortaya konması için rehberlik sağlıyor.
ISO 59004, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkıda bulunarak, kaynakların döngüsel kullanımını desteklemeyi amaçlıyor.
ISO 59004 standardını benimseyen şirketler;
Daha sürdürülebilir çözümler sunabilecek,
Gönüllü ve yasal yükümlülüklerin daha etkili ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini sağlayabilecek,
İklim değişikliğiyle mücadele ve uyum sağlama konularına katkıda bulunabilecek,
Kaynak kıtlığı ve diğer çevresel, sosyal ve ekonomik risklere karşı dirençlerini artırabilecek.
ISO 59004’e uyum, şirketlerin toplum için daha fazla değer yaratmalarına olanak tanırken, ekosistemleri koruyarak sürdürülebilir bir geleceği inşa etmelerini sağlıyor.
ISO 59004’ün tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
Sürdürülebilir Gıda Platformu, gıda atığının azaltılması ve yönetimi amacıyla Sektör Kılavuzları’nı yayımladı.
Gıda kaybı ve israfı ile iklim değişikliği arasında doğrudan bir bağlantı bulunuyor. Tüketilmeyen gıdalar, küresel karbon emisyonlarının üçüncü büyük kaynağını oluşturuyor.
Dünyanın geleceği ve gezegenin sürdürülebilir kaynaklarını etkin bir şekilde kullanmak adına gıdaların sorumlu bir şekilde üretilmesi ve tüketilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları m.12.3 “Sorumlu Üretim ve Tüketim” hedefi doğrultusunda gıda atık ve kayıplarının 2030 yılına kadar %50 oranında azaltılması gerekiyor. Gıda tedarik zincirinde gıda üretimi aşamasında gerçekleşen tüm kayıpların kontrol altına alınması ve yarı yarıya azaltılması, sürdürülebilir bir yaşam standardının devam ettirilmesine de olumlu katkı sağlıyor.
Sürdürülebilir Gıda Platformu Gıda Atığı ve Yönetimi Çalışma Grubu tarafından hazırlanan “Sektör Kılavuzları” üretim aşamalarında gıda atığının azaltılması ve yönetimi doğrultusunda iyi uygulama örneklerini yerel üreticilerden başlayarak yaygınlaştırmayı amaçlıyor.
Bu kılavuzlar kapsamında “Kırmızı Et ve Kümes Hayvanları”, “Süt ve Süt Ürünleri”, “Alkolsüz İçecek”, “Bal ve Arı Ürünleri”, “Hububat”, “Kuru Meyve ve Çay” sektörlerindeki iyi uygulamalara yer veriliyor.
Üyelerin aktif katılımı ile yürütülen çalışmalar sürecinde T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sağladığı görüş ve değerlendirmeler de önemli katkılar sunuyor.
Sürdürülebilir Gıda Platformu tarafından hazırlanan Sektör Kılavuzları’na buradan erişebilirsiniz.
Kabul edilen yeni düzenleme ile atık azaltımının ve sürdürülebilir iş modellerinin desteklenmesi amaçlanıyor.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, tüketicilerin bozulan, kırılan veya kusurlu cihazlarını tamire teşvik eden ve “onarım hakkı” (Right-to-Repair, R2R) olarak adlandırılan bir düzenleme üzerinde anlaşmaya vardı. Düzenleme ile tüketicilerin onarım hizmetlerine erişimi daha kolay ve cazip hale getirilerek atık azaltımı ve sürdürülebilir iş modelleri desteklenecek.
Düzenleme; çamaşır makineleri, bulaşık makineleri, buzdolapları veya elektrikli süpürgeler gibi belirli ürün kategorilerini kapsayacak ve üreticilere onarım yükümlülüğü getirecek. Komisyon ilerleyen süreçte düzenlemenin kapsamını genişletebilecek.
Düzenleme kapsamında tamirciler tüketicilere onarım koşulları, işin tamamlanma süresi, fiyatlar ve yedek parça bilgilerini içeren Avrupa Onarım Bilgi Formu’nu sunmakla yükümlü olacak. Ayrıca, tüketiciler ve tamirciler arasında eşleştirmeyi kolaylaştıracak bir Avrupa Çevrimiçi Onarım Platformu oluşturulacak.
Üreticiler, gerekli onarımları makul bir süre içinde ve hizmet bedeli alınmadığı sürece makul bir ücretle yapacak. Ayrıca düzenleme ile tüketicilerin, satıcının garanti süresi içerisinde arızalı ürünler için onarım ve değişim arasında seçim yapma hakkı korunacak. Tüketici ürünün onarımını seçerse, onarım sonrasında ürünün yasal garanti süresi 12 ay uzatılacak.
Düzenleme, üye ülkelerin onayının ardından AB’nin Resmî Gazetesi’nde yayımlanarak yürürlüğe girecek.
“Ulusal Katkı Beyanı’nın (NDC) uygulama araçlarından biri olan İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı 2024-2030 uygulama dönemlerini kapsamaktadır. Planda azaltım politikalarının öncelikli sektörleri olan enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, atık, tarım, AKAKDO’nun (arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık) yanı sıra sektörlere yönelik yatay kesen konular olan Adil Geçiş ve Karbon Fiyatlandırma Mekanizmalarına ilişkin stratejiler ve eylemler yer almaktadır. Toplamda 49 strateji ve 260 eylemden oluşan Eylem Planı; şeffaf ve katılımcı bir süreçle hazırlanmıştır.
Mart ayında resmî gazete ve web sitemizde yayınlanmış olan İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı'nın İngilizce'sine bağlantıdan ulaşabilirsiniz: The Climate Change Mitigation Strategy
Enerji Depolama Sistemleri Derneği (EDSİS) ve Enerjide Dijitalleşme Derneği (EDİDER) tarafından 2. Enerji Depolama Sistemleri Zirvesi kamu ve özel sektörden paydaşların katılımıyla Ankara'da düzenlendi.
Usta, buradaki konuşmasında, "Nisan sonu itibarıyla yenilenebilir enerji kaynaklarımızın toplam kurulu gücü 63 bin megavat değerlerine ulaşmış durumda. 110 gigavat civarındaki gücün yaklaşık yüzde 58'i yenilenebilir kaynaklı elektrik üretim tesislerine bağlı." dedi.
Usta, Bakanlık tarafından hazırlanan Ulusal Enerji Planı'na göre elektrikte toplam kurulu gücün 2025'e kadar 116 bin 200, 2030'a kadar 149 bin 100 ve 2035'e kadar 189 bin 700 megavata ulaşmasının hedeflendiğini bildirdi.
Türkiye'nin 2023'te 326 milyar kilovatsaat düzeyinde olan elektrik üretiminin 2035'e kadar yıllık ortalama yüzde 3,5 artışla 507 milyar kilovatsaate ulaşmasının öngörüldüğünü belirten Usta, "Bu hedeflere ulaşmak için 2035'e kadar en az 73 milyar dolar tutarında yenilenebilir tesis yatırımı yaparak, toplam 74 bin 353 megavat kapasitesindeki yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı cari bir sistemi işletmeye almak durumundayız." diye konuştu.
Usta, öngörülen hedeflere ulaşılması durumunda toplam 703 milyar metreküp doğal gaz ithalatı, 226,5 milyar dolar cari açığın önüne geçilebileceğini söyledi.
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden de Türkiye'nin rüzgarda kurulu gücünün 12 bin 400 megavata, elektrikte toplam kurulu güçteki payının yüzde 11'e ulaştığını söyledi.