2024 MART BÜLTENİ
Şirketten yapılan açıklamaya göre 2020'deki Avrupa lansmanından bu yana 10 ülkede 43 uluslararası ödül kazanma başarısını gösteren Fiat 500e, Green Car Journal tarafından '2024 Yılın En Çevreci Şehir Otomobili' seçildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Green Car Journal ve GreenCarJournal.com Editörü ve Yayıncısı Ron Cogan, Fiat 500e'nin, İtalyan moda anlayışını sıfır emisyonlu sürüşüyle bir araya getirdiğini belirterek, 'Şehir yaşamı için doğru boyutlara sahip. Bu da yoğun şehir hayatında kolay manevra ve park etme anlamına geliyor.' ifadelerini kullandı.
Fiat Üst Yöneticisi (CEO) Olivier Francois ise, 500e'nin lansmanından bu yana Avrupa'da elektrikli şehir otomobili segmentinin lideri olarak kendini kanıtladığını aktararak, 'Fiat 500e, 42 ödül alarak şimdiye kadarki en çok ödül alan Fiat modeli oldu. Modelin Kuzey Amerika yolculuğu da resmi olarak başladı. ABD'de bir ilk olan bu önemli ödül, lansmanımıza katkı sağlayacak. Yeni Amerikalı müşterilerle buluşacak İtalyan ikonumuz için ABD'den gelen bu ödülü almaktan gurur duyuyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
Fiat 500e, lansmanından bu yana dünya çapında 185 binden fazla satış adedine ulaştı. Uluslararası metropollerin çevreci dönüşümünde rol oynamaya devam eden 500e, şu anda dünya çapında 44 ülkede markanın elektrifikasyon yolculuğunu sürdürüyor.
Bir ton iPhone'daki altın miktarı, bir ton ağırlığındaki altın cevherinden 300 kat daha fazla altın, aynı ağırlıktaki gümüş cevherinden ise 6,5 kat daha fazla gümüş içerir
Elektrikli cihaz atıklarını azaltmaya çalışan kampanya grupları, evlerdeki atıl elektrikli aletlerin ve bozuk teknoloji ürünlerinin biriktiği uyarısını yapıyor.
Material Focus isimli grup, son dört yılda atıl ürünlerin sayısının ortalama 20’den 30’a yükseldiğini tahmin ediyor. İngiltere’de bu şekildeki ürünler arasında ilk 10’da uzaktan kumandalar, cep telefonları ve saç kurutma makineleri geliyor. Birlemiş Milletler de bu şekildeki atıl ürünlerin geri dönüştürülmesini tavsiye ediyor. Kendisini elektrikli ürünler istifçisi olarak tanımlayan Paul Bowtell, bu tür malzemelere veda edemeyen biri. Bowtell, BBC’ye içinde 40'tan fazla elektrikli eşyanın bulunduğu kutuları gösteriyor ve evinin tavan arasındaki kutularda çok daha fazla atıl ürün olduğunu kabul ediyor.
Bristol’de yaşayan adam, bazı ürünleri oğullarına vermek için sakladığını savunuyor. Ancak veda edemediği ürünler eşyalar arasında bir zamanlar pahalı olan ama artık hiçbir değeri kalmayan ürünler de var. Material Focus'un direktörü Scott Butler, modern dünyada herkesin benzer çekmeceleri ve kutuları olduğunu söylüyor. Butler, “Bu çekmecelerde ne işe yaradığını bilmediğimiz kablolar var: çok uzun zamandır kullanımda olmayan DVD oynatıcısı için bir uzaktan kumanda gibi” diyor.
Material Focus, yaklaşık 880 milyon adet atıl aletin İngiltere’deki evlerde depolandığı tahminini yapıyor. Scott Butler, bu miktardaki ürünün geri dönüşüm değerinin 1 milyar sterline ulaşabileceğini söylüyor. Eski laptoplar, elektrikli diş fırçaları ve tıraş makinelerinin içinde, halen değerlendirilebilecek şekilde, çelik, alüminyum, bakır, lityum piller ve hatta altın bulunuyor.
SWEEEP isimli geri dönüşüm şirketinde Justin Greenaway, bir bilgisayarın içindeki tüm önemli bağlantıların, verilerin bozulmasını önlemek için altınla tamamlandığını anlatıyor. Greenaway, bu altını geri kazanmak için bilgisayar parçalarını işlemden geçirdiklerini söylüyor. Material Focus’un verileri, İngiltere’deki hanelerin her yıl 103 bin ton elektrikle çalışan ürünü geri dönüştürmek yerine çöpe attığını gösteriyor. Bristol Waste’ten Sarah Burns, evlerdeki elektrikli ürünlerin sayısının azaltılması gerektiğini savunuyor. Burns bir ev için atıl hale gelen bir ürünün başka bir hane için halen kullanılabilir olacağını hatırlatıyor ve paylaşım farkındalığının altını çiziyor.
Akıllı telefonlar değerli metal ve nadir elementlerle yüklüdür. Örneğin tipik bir iPhone 0,034 gr altın, 0,34 gr gümüş, 0,015 gr paladyum ve gramın binde biri kadar platin içerir. Ayrıca biraz daha ucuz olan alüminyum (25 gr) ve bakır (15 gr) da vardır. Bir ton iPhone'daki altın miktarı, bir ton ağırlığındaki altın cevherinden 300 kat daha fazla altın, aynı ağırlıktaki gümüş cevherinden ise 6,5 kat daha fazla gümüş içerir.
Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki dönüşüm sürecinde, ORGE Enerji Elektrik Taahhüt A.Ş. (IST: ORGE) elektrik taahhüt ve yenilenebilir enerji projeleriyle sektörde öne çıkmaya devam ediyor.
1998 yılında kurulan ve Borsa İstanbul’da işlem gören şirket, güneş enerjisi projelerindeki başarısıyla dikkat çekerken, sektörde karşılaşılan zorlukların üstesinden gelme konusunda da önemli bir deneyime sahip.
ORGE Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy, Türkiye’nin 2020 sonunda 6.7 gigavat olan güneş enerjisi kurulu gücünün, günümüzde 12.2 gigavata ulaştığını belirtirken Türkiye Ulusal Enerji Planı’na göre bu rakamın 2035’te 52.9 gigavata yükselmesinin hedeflendiğinin altını çiziyor.
Türkiye’nin Ulusal Enerji Planına göre, 2020 yılı sonu itibarıyla 95.9 gigavat olan elektrik kurulu gücünün 2035 yılına kadar 189.7 gigavata yükselmesi bekleniyor. Aynı zamanda, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu güç içerisindeki payının 2020’de %52’den 2035’te %64.7’ye artması öngörülüyor. Önümüzdeki dönemde eklenmesi planlanan 96.9 gigavatlık yeni elektrik kapasitesinin büyük bir kısmı, yani %74.3’ü, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacak. Bu yeni kapasitenin en önemli artışının güneş enerjisinde gerçekleşmesi hedefleniyor.
ORGE, Türkiye’nin 2035 yılına kadar ulaşmayı hedeflediği güneş enerjisi kapasitesinde önemli bir yer almak için adımlar atıyor. Son bir yılda gerçekleştirdiği 10 megavatlık kurulumlarla, 2024 yılı için çatı ve arazi bazlı 50 megavatlık kurulum hedefine doğru ilerleyen şirket, güneş enerjisi sektöründeki faaliyetlerini genişletiyor.
ORGE güneş enerjisi kurulumu Türkiye yenilenebilir enerji dönüşümü Çatı üstü güneş enerjisi potansiyeliÇatı Üzeri Güneş Enerjisi ile Büyük Potansiyel
Özsoy, çatı üzerine kurulacak güneş enerjisi sistemlerinin Türkiye’nin enerji dönüşümüne katkısının büyük olabileceğini vurguluyor. Ember adlı Londra merkezli bir kuruluşun raporuna göre, Türkiye’nin çatı üzerindeki güneş enerjisi potansiyelinin 120 gigavat kapasiteye ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu potansiyel ile çatılar üzerinden yıllık olarak 148 teravatsaat elektrik üretimi gerçekleştirilebilir ki bu, Türkiye’nin 2022 yılı toplam elektrik tüketiminin yaklaşık %45’lik bir kısmını karşılayabilir. Özsoy’a göre, bu, dikkate değer bir oranı temsil ediyor.
Özsoy, 2024 yılı itibarıyla Türkiye iç pazarında çatı bazında güneş enerjisi sistemi (GES) potansiyelinin 2 bin megavat seviyesine ulaşmasının beklendiğini belirtti. Bunun yanı sıra, sadece mevcut binaların çatılarına güneş enerjisi sistemlerinin eklenmesi değil, aynı zamanda yeni inşa edilen binaların çatılarının da güneş enerjisi sistemlerini entegre edecek şekilde tasarlandığını ifade etti. Özsoy’a göre, panel fiyatlarının düşmesi, teknolojik gelişmeler ve uygulama kolaylıkları sayesinde kurulum maliyetleri de azalmakta, bu da güneş enerjisi sistemlerinin yaygınlaşmasını teşvik etmekte.
Endüstriyel çatılarda güneş paneli kurulumları, çatıların yapısal uygunluğundan yetersiz izolasyon veya ısı yansıtma özelliklerine, elektrik altyapısının entegrasyon zorluklarından bakım ve onarım ihtiyaçlarına kadar bir dizi güçlükle karşılaşabiliyor. Bu zorluklardan biri de serbest bölgelerde yer alan endüstriyel çatılarda, güneş enerjisi projelerinin uygulanması sırasında karşılaşılan bürokratik engeller ve yasal düzenlemeler. Serbest bölgelerde uygulanan özel vergi muafiyetleri, ithalat tarifeleri veya yatırım teşvikleri, bir projenin maliyet etkinliğini ve uygulanabilirliğini doğrudan etkiliyor.
ORGE, bu tür zorluklarla başa çıkabilmek için geniş bir deneyime sahip. ORGE’nin 26 yıllık sektör tecrübesi, projelerin başarıyla tamamlanmasında kritik bir rol oynamakta.
ORGE güneş enerjisi kurulumu Türkiye yenilenebilir enerji dönüşümü Çatı üstü güneş enerjisi potansiyeli
Güneş enerjisi projeleri, doğası gereği uzun vadeli yatırımlar ve bu projelerin başarısı, iyi bir planlama ve kaliteli malzeme seçimine bağlı. ORGE, güneş enerjisi projelerinde uzun ömürlü başarının sırrının, projenin başlangıcında doğru malzemelerin seçilmesinden geçtiğinin farkında. Bu nedenle, şirket yalnızca yüksek performans gösteren, dayanıklılığı ve güvenilirliği kanıtlanmış güneş paneli ve diğer sistem bileşenlerini tercih ediyor.
Mühendislik hizmetlerindeki uzmanlığını kullanarak, ORGE, her projenin özgün ihtiyaçlarına göre en uygun ekipmanları seçmek ve böylece enerji verimliliğini maksimize etmek için titiz bir ön çalışma yürütür. Ayrıca, projenin uzun vadeli performansını ve geri dönüşünü optimize etmek için, sistemlerin düzenli bakım ve onarım ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurur.
Yenilenebilir enerji sektöründe büyümenin sürdürülebilirliği için finansman ve teşvikler büyük önem taşıyor. ORGE Yenilenebilir Enerji Başkanı Mehmet Tahir Özsoy, yeşil finansmana erişim ve uzun vadeli yatırım finansmanının sektörün karşılaştığı en büyük engellerden biri olduğunu vurguluyor. KOSGEB’in sağladığı finansman desteği gibi teşvikler, bu alandaki yatırımları destekleme potansiyeline sahip.
2012 yılında halka arz edilen ORGE, finansal büyüme ve borsa performansı açısından önemli bir başarıya imza atmış durumda. 2023’te beklenen 581 milyon TL net karın, 2024 için 771 milyon TL’ye ulaşması öngörülmekte.
ORGE Enerji’nin, elektrik taahhüt işlerinden endüstriyel tesislere kadar genişleyen faaliyet alanları ve yenilenebilir enerji projelerindeki aktif rolü, şirketin sektöre katkısını ve uzmanlığını göstermekte.
İklim değişikliği ile küresel mücadelede önemli bir dönüm noktası olan Paris Anlaşması’nın ülkemiz tarafından 2021 yılında onaylanması ve 2053 Net Sıfır Emisyon hedefinin açıklanması ile Türkiye’nin ulusal iklim eylemi hız kazanmıştır.
İklim değişikliği ile mücadeye yönelik öncelikle 2015 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Sekretaryası’na sunulan Niyet Edilmiş Ulusal Katkı Beyanı’ndaki (INDC) referans senaryoya göre ! olan emisyon azaltım hedefi A’e yükseltilmiş ve Türkiye’nin Güncellenen Birinci Ulusal Katkı Beyanı (NDC) Nisan 2023’te BMİDÇS Sekretaryası'na sunulmuştur.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan 2011 - 2023 İklim Değişikliği Stratejisi ve Eylem Planı’nın uygulama döneminin sonuna gelindiğinden, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi, 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, NDC ve İklim Şurası Kararları dikkate alınarak yeni bir strateji ve eylem planının hazırlanması ihtiyacı doğmuştur. Bu ihtiyaca istinaden açıklanan NDC hedeflerine ulaşılması amacıyla 2024-2030 uygulama dönemini kapsayacak şekilde Türkiye’nin iklim değişikliği azaltım ve uyum kapsamındaki yol haritalarını ortaya koyan iki ayrı strateji ve eylem planı İklim Değişikliği Başkanlığı koordinasyonunda hazırlanarak tamamlanmıştır. Bu belgeler, iklim değişikliğiyle mücadelede ortak bir vizyon etrafında birleşmeyi ve sürdürülebilir bir geleceği beraber inşa etmeyi amaçlamaktadır.
İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı 2024-2030 (İDASEP) ile İklim Değişikliği Uyum Startejisi ve Eylem Planı'nın 2024-2030 (İDUSEP) eş zamanlı yürütülen ve yaklaşık 2 yıl süren hazırlıkları sırasında kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarından temsilci ve uzmanların aralarında olduğu binlerce katılımcı ile yüzlerce toplantı gerçekleştirilmiştir.
İDASEP kapsamında, Türkiye'nin sera gazı emisyon azaltımı kapsamındaki iklim değişikliği politikalarının, stratejilerinin, planlarının ve önlemlerinin ele alındığı ihtiyaç analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda uzmanlar ve paydaşların katılımıyla sektörel ölçekte azaltım stratejileri ve eylemleri belirlenmiştir. Plan kapsamında “sanayi, enerji, binalar, ulaştırma, tarım, atık ve AKAKDO (Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık) sektörleri ile adil geçiş ve karbon fiyatlandırma olarak belirlenen yatay kesen konulara odaklanan 49 strateji ve 260 eylem hazırlanmıştır.
İDUSEP kapsamında ise öncelikle ülkemize özel üretilen bölgesel iklim projeksiyonları kullanılarak, iklim değişikliğinin gelecek dönemde öngörülen iklim tehlikeleri analiz edilmiş ve sonuçları değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar kullanılarak her bir sektör özelinde ulusal ölçekte etkilenebilirlik ve risk analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler akabinde İDUSEP kapsamında tarım ve gıda güvenliği, biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri, su kaynakları yönetimi, turizm ve kültürel miras, sanayi, kent, sosyal kalkınma, halk sağlığı, ulaşım ve iletişim, enerji, afet risk azaltımı ile yatay kesen konulara yönelik toplamda 40 strateji ve 129 eylem belirlenmiştir.
Söz konusu Strateji ve Eylem Planları, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesinde bir dönüm noktası olarak görülmeli ve kamu, özel sektör, sivil toplum ve bireyler arasında güçlü işbirliği ile uygulanmalıdır. Her iki strateji ve eylem planının uygulanması çevrimiçi izleme sistemleri ile şeffaf ve etkili bir şekilde göstergeler bazında gerçekleştirilecek olup, söz konusu izleme sistemleri İklim Portal’a entegre bir şekilde çalışacaktır. Planlara ilişkin İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından her yıl izleme ve değerlendirme raporları hazırlanarak süreç değerlendirilecektir.
Strateji ve eylem planlarımızın ülkemize hayırlı uğurlu olmasını dileriz.
Planlara https://iklim.gov.tr/eylem-planlari-i-19 adresinden ulaşılabilmektedir.
Bilindiği üzere, 23.12.2022 tarihli ve 32052 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Atık Ara Depolama Tesisleri Tebliğ'inin 11. maddesinde ara depolama tesislerince
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunulması gereken mali teminat tutarı belirtilmiş, geçici 1. maddesinde ise Tebliğ'in yayım tarihinde faaliyette olan ara depolama tesislerinin mali teminatlarını Tebliğ'in yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunmaları gerektiği hükmü getirilmiştir.
Bu itibarla, geçici 1. maddedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen tesislerin ara depolama lisans konuları, işletmeler adına düzenlenmiş Çevre İzin ve Lisans Belgelerinden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca re'sen çıkartılmıştır.
Fakat yapılan işlem sonrası yazılım kaynaklı olarak, bahse konu lisans konusu çıkartılan tesislere öncesinde atık gönderimi yapan firmaların atık beyanı yaparken gönderim yaptıkları tesisleri sistem üzerinden seçemedikleri tespit edilmiştir.
Bu kapsamda; Yazılım üzerinde gerekli düzenleme gerçekleştirilmiş olup söz konusu ara depolama tesislerine atık gönderimi yapan atık üreticilerinin Mart ayı sonuna kadar bildirimlerini tamamlamaları gerekmektedir.
YAYIMLANAN YÖNETMELİKLER