2024 Haziran E-Bülteni

Ana Sayfa | Tüm Kategoriler
 
 
  • 2024 HAZİRAN BÜLTENİ
  •  
  • - Türkiye’nin Mavi Bayrak Sayısı 612’ye Ulaştı

Danimarka’nın, Kopenhag şehri merkezli Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı (FEE) koordinasyonu ile 1985 yılından beri yürütülen Mavi Bayrak programının 2024 yılı sonuçları açıklandı.

Yapılan açıklamadaki bilgilere göre program kapsamında bu yıl 30’u Avrupa kıtasında yer alan 51 ülkedeki plaj, marina ve özel tekneler için toplamda 5115 adet Mavi Bayrak eko-etiketi sağlandı.

Bu eko-etiketlerin 4.242 adedi plajlar, 732 adedi marinalar ve 141 adedi ise tekneler için verildi.

Toplam bayrak sayısına göre yapılan sıralamada Türkiye üç kategoride aldığı toplamda 612 Mavi Bayrak ile üçüncü sırada yer aldı.

İspanya 748 Mavi Bayrak ile sıralamada lider olurken, ikinci sırada ise 652 Mavi Bayrak ile Yunanistan geldi.

Türkiye’nin aldığı 612 Mavi Bayrak etiketinin 567’si plajlar, 27’si marinalar ve 18’ü tekneler için verildi.

Şehirlere göre ise Antalya 233 Mavi Bayrak ile ilk sırada gelirken, Muğla 112 Mavi Bayrak ile ikinci, İzmir ise 64 Mavi Bayrak ile üçüncü sırada geldi.

1985 yılında Fransa’da başlayan Mavi Bayrak uygulamasının kapsamı 1987 yılında Avrupa Birliği ülkelerine genişlemişti. Türkiye’nin 1993 yılında dahil olduğu uygulamaya, 2000 yılından itibaren de Avrupa kıtası dışındaki ülkeler de dahil olabiliyorlar.

Mavi Bayrak Programı Türkiye’de de Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) koordinasyonunda yürütülüyor.

Programa dahil olabilmek için plajların 33, marinaların 38, turizm teknelerinin 51 ve bireysel yatların 4 kriter ile 16 davranış kuralına uymaları gerekiyor.

Plajlar için karşılanması zorunlu olan kriterlerden bazılarını sezon içerisinde 15 gün ara ile yüzme suyu analizlerinin gerekli değerleri sağlaması, atıksu arıtma tesislerinin uygunluğu, hassas doğal alanların korunması, cankurtaran ve ilk yardım malzemeleri bulundurulması, acil durum planı, engelli olanakları, atıkların ayrıştırılması, evcil hayvanların kontrolü, çevre eğitimi ve bilgilendirme oluşturuyor.

Marinalar ve turizm tekneleri için aranan kriterler arasında kurumsal sosyal sorumluluk ve halkın katılımı ve eğitimi de aranıyor.

 

 

  • - 11 Haziran Türkiye Limit Aşım Günü

Dünya Limit Aşım Günü (Earth Overshoot Day), insanlığın belirli bir yıl içinde gezegenin yenileyebileceği doğal kaynakları tükettiği günü ifade eder. Bu tarih, küresel ekolojik ayak izimizin dünyanın biyolojik kapasitesini aştığı günü işaret eder.

Türkiye’nin Limit Aşım Günü ise Türkiye’nin doğal kaynak tüketimini kendi ekolojik kapasitesini aşan bir tarihte tamamladığını gösterir. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin Limit Aşım Günü 11 Haziran olarak belirlenmiştir. Bu tarih, Türkiye’nin kendi ekolojik kapasitesini yılın ilk yarısında tükettiğini ve geri kalan dönem için ekolojik borç içinde yaşadığını göstermektedir. Türkiye’nin doğal kaynak tüketimi, ülkenin biyolojik kapasitesinin çok üzerinde gerçekleşmekte ve bu durum, sürdürülebilirlik açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

Limit Aşımının Nedenleri

  • Hızlı nüfus artışı ve şehirleşme: Türkiye’de şehirleşme hızı, doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırmaktadır. Şehirleşmenin getirdiği altyapı ihtiyaçları, orman alanlarının ve tarım arazilerinin yok edilmesine yol açmakta, su ve enerji tüketimini önemli ölçüde artırmaktadır. Bu durum, doğal kaynakların sürdürülebilir olmayan bir hızla tüketilmesine neden olmaktadır.
  • Endüstriyel ve tarımsal faaliyetler: Artması durumu doğal kaynakların hızla tükenmesine yol açan bir diğer önemli faktördür. Türkiye’nin ekonomik büyüme hedefleri doğrultusunda artan endüstriyel üretim ve yoğun tarımsal faaliyetler, su ve enerji gibi kaynakların aşırı kullanılmasına sebep olmaktadır. Tarımda yoğun su kullanımı ve kimyasal gübrelerin kullanımı, toprak ve su kaynaklarının kirlenmesine ve bozulmasına yol açmaktadır.
  • Enerji tüketimi ve fosil yakıt kullanımı: Türkiye, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını fosil yakıtlardan karşılamaktadır. Fosil yakıtların kullanımı, sadece doğal kaynakların tükenmesine değil, aynı zamanda çevresel kirliliğe ve iklim değişikliğine de önemli katkıda bulunmaktadır. Bu durum, sürdürülebilir enerji politikalarının geliştirilmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.
  • Yetersiz doğal kaynak yönetimi: Doğal kaynakların verimli ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilememesi, yenilenebilir enerji kaynaklarına yeterince yatırım yapılmaması ve mevcut kaynakların verimli kullanılamaması bu sorunu daha da derinleştirmektedir. Yetersiz çevre politikaları ve uygulamalar, doğal kaynakların hızla tükenmesine sebep olmaktadır.

Limit Aşımını Engellemek İçin Geliştirilmesi Gereken Çözümler

Türkiye’nin Limit Aşım Günü’nü daha ileri bir tarihe çekmek ve ekolojik dengeyi sağlamak için çeşitli stratejik adımlar atılması gerekmektedir. Bu adımlar, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak, çevresel etkileri azaltmak ve uzun vadede ekonomik ve toplumsal refahı artırmak amacıyla tasarlanmalıdır.

  • Sürdürülebilir Kaynak Yönetimi: Doğal kaynakların verimli ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi öncelikli hedef olmalıdır. Bu bağlamda, tarım ve su yönetimi politikalarının gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerekmektedir. Su tasarrufunu teşvik eden modern sulama tekniklerinin kullanımı, su kaynaklarının korunmasına önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca, orman alanlarının korunması ve genişletilmesi, biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir.
  • Yenilenebilir Enerji Yatırımları: Türkiye’nin enerji politikalarında yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yer verilmelidir. Güneş, rüzgar, hidroelektrik ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar artırılmalıdır. Bu, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltacak ve sera gazı emisyonlarını düşürecektir. Aynı zamanda, enerji verimliliği projeleri ve enerji tasarrufu uygulamaları teşvik edilmelidir.
  •  Eğitim ve Bilinçlendirme: Çevre bilincinin artırılması ve sürdürülebilir yaşam tarzlarının teşvik edilmesi amacıyla eğitim programları ve kamu bilgilendirme kampanyaları düzenlenmelidir. Okullarda çevre eğitimi müfredatına daha fazla yer verilerek, genç nesillerin çevresel farkındalıkları artırılmalıdır. Ayrıca, medyada çevre konularının daha fazla yer bulması sağlanarak, toplumun geneli çevresel sorumluluklar konusunda bilinçlendirilmelidir.
  • Yasal ve Kurumsal Düzenlemeler: Doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı için etkin yasal düzenlemeler ve kurumsal yapılar oluşturulmalıdır. Çevresel denetimlerin artırılması ve ihlallerin caydırıcı cezalarla önlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, çevre dostu teknolojilere ve yenilikçi çözümlere yönelik teşvik mekanizmaları geliştirilmelidir.
  • Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi: Döngüsel ekonomi prensiplerinin benimsenmesi, atıkların azaltılması ve geri dönüşüm oranlarının artırılması gerekmektedir. Üretim süreçlerinde kaynak verimliliğini artıracak ve atık miktarını azaltacak yöntemler uygulanmalıdır. Aynı zamanda, bireylerin ve işletmelerin atıklarını azaltma ve geri dönüştürme konularında bilinçlendirilmesi önemlidir.
  • İklim Değişikliği ile Mücadele: Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele stratejileri geliştirilmelidir. Bu bağlamda, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik politikalar uygulanmalı ve Paris Anlaşması gibi uluslararası taahhütlere uygun hareket edilmelidir. Ayrıca, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı dayanıklılığı artıracak uyum planları geliştirilmelidir.

 

Türkiye’nin ekolojik kapasite aşımını önlemek ve Limit Aşım Günü’nü daha ileri bir tarihe çekmek için atılması gereken adımlar, sadece çevresel sürdürülebilirliği sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal refahın artırılmasına da katkıda bulunacaktır. Sürdürülebilir kaynak yönetimi, yenilenebilir enerji yatırımları, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, yasal düzenlemeler, döngüsel ekonomi uygulamaları ve iklim değişikliği ile mücadele gibi stratejik alanlarda yapılacak kapsamlı çalışmalar, Türkiye’nin ekolojik dengeyi yeniden sağlamasına olanak tanıyacaktır.

Doğal kaynakların verimli ve sürdürülebilir kullanımı, sadece bugünkü nesillerin değil, gelecek nesillerin de refahını garanti altına almak için hayati öneme sahiptir. Bu doğrultuda, tüm toplumun bilinçli bir şekilde hareket etmesi ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemesi gerekmektedir.

 

  • - Depozito İadesinde Yeni Dönem Başlıyor! Şişe Getirene Ödeme Yapılacak

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın sıfır atık hedefi için yürüttüğü Depozito İade Sistemi'nin 1 Ocak 2025'te devreye girmesi planlanıyor. Bu doğrultuda Su, soda, kola, meyve suyu ve bira şişeleri 25 kuruş karşılığında toplanacak.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen proje, sıfır atık hedefine ulaşmada en kritik dönemeçlerden biri olacak. Cam, plastik ve metal ambalajlı su, kola, meyve suyu, bira türü içecekler için büfe, bakkal, marketlerde 25 kuruş depozito ödenecek.

VATANDAŞIN BANKADA HESABI OLACAK

Bunun yanı sıra; Türkiye Emlak Katılım Bankası'nın altyapısı üzerinden e-cüzdan açılarak, vatandaşın geri dönüşüme attığı her bir şişe için 25 kuruş eklenecek. Biriken paralar alışverişlerde kullanılabilecek.

1 OCAK'A YETİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Çevre Ajansı'nın yönetiminde çalışmaları sürdürülen Depozito Yönetim Sistemi'ne (DYS) 1 Ocak 2025 itibarıyla başlanması hedefleniyor. İlk olarak 1 Ocak 2021 tarihinde geçilmesi öngörülen ancak çeşitli nedenlerle hazırlık süreci sarkan DYS, 100 mililitre ile 3 litre arasında yer alan tek kullanımlık içecek ambalajları için başlayacak.

5 BİN NOKTADA SİSTEM KURULACAK

2025 yılı içinde tüm il ve ilçelerde 5 bin noktada geri alım sistemi kurulacak. Depozito iade makineleri öncelikli olarak belediyeler, millet bahçeleri ve üniversitelere yerleştirilecek. Depozito iade makineleri 2025 süresince zincir marketler, alışveriş merkezleri, oteller, restoran ve kafeterya gibi alanlara yaygınlaştırılacak.

 

  • - Valencia Şehrine, Elektrik Üreten "Güneş Ağaçları" Kuruldu

İspanyanın Valencia şehrinde, küçük elektrikli araçları, bisikletleri ve diğer elektronik cihazları şarj etmek için 4 adet ağaç şeklinde güneş paneli direği kuruldu.

 

Valencia Şehir Meclisi tarafından 370 bin euro yatırımla kurulan paneller, küçük elektrikli araçlara ve elektronik cihazlara güç vermenin yanında, şehirde gölgelik alanlar yaratarak ikincil bir fayda da sağlıyor. Her "ağaç", sahip olduğu 3.6 kW kapasiteli paneller ile kurulan bölgeye göre yılda 1550 kWh ile 5600 kWh elektrik üretilecek. Dört güneş ağacının yılda ürettiği elektrik miktarının 18.596 kWh olması bekleniyor.

Valencia Şehir Meclisi aynı zamanda kentin iki bölgesinde güneş enerjili akıllı kaldırım kurulumunu tamamlamak üzere. Bu kaldırımlar, mobil araçlar için güneş enerjili şarj istasyonu olarak çalışacak ve 4 scooter ile 3 elektrikli bisikleti şarj etme imkanı tanıyacak.

 

 

  • - 2024 Paris Olimpiyatları'ndan Emisyonları Yarıya İndirme Sözü: Karbon Dostu Vegan Yiyecekler Sunulacak

2024 Olimpiyat Oyunları’nda atletler ile izleyicilere çok çeşitli ve leziz vegan - vejetaryen yiyecekler sunulacak, yani Paris bu spor müsabakasının en sürdürülebilir haline ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Her dört yılda bir Olimpiyatlar “Dünyadaki en harika gösteri” olma sözü veriyor ve her sene yarışan etkileyici kabiliyetteki atletler sayesinde de bu sözü daima tutuyor. Lakin en harika gösteri olabilse de, her zaman en çevreci gösteri olamıyor. Hatta 2012 Londra, 2016 Rio ve (açık gerekçelerle aslında 2021’de yapılan) 2020 Tokyo olimpiyatları, ortalama olarak yaklaşık 3.9 milyon ton karbon dioksit saldı.

Vegan Defter'den Esra Aslan'ın VegNews'ten yaptığı çeviriye göre bu temmuzda müsabakalar Paris’te gerçekleşecek ve bu, şimdiye dek gerçekleşmiş olan en sürdürülebilir olimpiyatlardan biri olacak. Fransız başkenti, oldukça fazla sayıda karbon-dostu vegan yiyecek sunmak adına özel bir çaba dahi sarfediyor- dünyada et ve peynir düşkünlüğü ile tanınan bir şehir için hiç fena değil.

 

2024 Paris Olimpik komitesine göre, bu seneki Olimpik ve Paralimpik Müsabakalar sürdürülebilirlik bakımından “yeni bir standart” belirleyecek. Aslında önceki müsabakalara kıyasla emisyonları yarıya indirme vaadinde bulunuldu bile.

Bu hedefe ulaşmak için kullanılan en mühim yollardan biri, yarışlara ev sahipliği yapmak için yeni stadyumlar inşa etmede aşırıya kaçmamak. Bunun yerine, (Dünya Kupası maçları için 1998’de inşa edilmiş olan) Stade de France gibi şehirde hal-i hazırda var olan stadyumların kullanımları üzerinde çalışılıyor. Komite yalnızca Saint-Denis bölgesinde, tamamıyla güneş enerjisi kullanan tek bir yeni arena inşa ediyor.

Karbonu azaltma amacıyla 200.000 kocaman ağaç olimpiyatlar için şehre dikildi, Atletler Köyü civarındaki çatılar da kasten böcek ve kuş dostu haline getirildi. Ayrıca yeni bisiklet yolları, daha fazla bindiğinde-öde sistemli bisikletler ve şehri dolduracak olan milyonlarca taraftar için fazladan toplu ulaşım seferleri de olacak.

2024 Paris Olimpiyatları, bütün bunlara ek olarak müsabakalar boyunca atletler ve taraftarlara sunacağı yiyecek konusuna da özel bir ihtimam gösteriyor. Yediklerimizin gezegen üzerindeki devasa etkisi düşünüldüğünde, bu konu özellikle önemli. Hayvancılık tek başına küresel sera gazı emisyonunun yüzde 14.5’undan sorumlu. Mukayese etmek adına, havacılığın emisyonların yüzde 2’sinden sorumlu olduğunu not edelim.

 

2024 Paris Olimpik komitesi bu seneki oyunlarda “daha yerel, daha bitki-temelli yiyecek” vurgusu yapıyor. Atletler ile taraftarlara müsabakalar boyunca yaklaşık olarak 13 milyon yemek sunulacağı tahmin ediliyor, pek çoğu hayvansız veya en azından vejetaryen olacak. Esasen stadyumlarda taraftarlara satılacak yemeklerin yüzde 60’ının etsiz olacağı öngörülüyor.

Paris 2024 olimpiyatları web sitesi, “İzleyiciler Paris, Marseille ve Lyon’daki alanlarımızda, şefler tarafından Fransız bölgelerinden gelen ürünlerle tasarlanmış farklı sandviçler tadabilecekler” diye belirtiyor. “Hepsinin ortak paydası ise daha karşılanabilir fiyattaki yerel ve bitki-temelli seçeneklerle sağlıklı, gurme ve yaratıcı yemekler olmaları.”

The Guardian’a göre, izleyiciler ile atletlerin bulabileceği öteki seçenekler arasında hem yerel mercimek ve kinoa ile fazlaca meyve, hem de bitki-bazlı et bulunuyor. Aslında bitki-bazlı et markası Garden Gourmet bu seneki Olimpiyatların sponsorlarından biri.

“Fransa’dayız, haliyle yemek önemli. Asıl mesele leziz şeyler yemenin başka bir yolunu sunmak; stadyumdaki vejetaryen burgerler ve sosisliler gibi hızlı tüketilen şekilde de olsa.” – Georgine Grenon, Paris 2024 Olimpiyatları çevre standardı direktörü –

Şöhretine rağmen Paris genel olarak daha vegan-dostu hale geliyor. Happy Cow’a göre, şehirde 585 civarında vegan ve vejetaryen-dostu restoran bulunuyor. Fransa boyunca da fleksitaryenizm popülerlik kazanıyor. 2022’de yapılan bir çalışmaya göre, Fransız hanelerinin neredeyse yarısına yakınında et tüketimini kısmaya çalışan en az bir kişi bulunuyor.

Atletlere servis verecek olan Olympic Village isimli restoranın işletmecisi ve Sodexo! Live’ın aşçıbaşı Charles Guilloy, Fransız mutfağının “et, et ve sadece et” olduğu şeklindeki stereotipin yanlış olduğuna inanıyor. The Guardian’a verdiği demeçte, bu sene yarışmacılar için lezzetli, mevsimsel ve yerel vejetaryen yemekler sunacağını belirtti.

Şef, “Biftek bourguignon oldukça Fransız bir tarif. Bu tarifi Olimpiyat atletleri için mevsim sebzeleri, patates, havuç, bezelye, pırasa ve arpacık soğanı ile yeniden düzenledim” diyor ve ekliyor: “Paris’in etrafındaki alanda her tür lahanadan tere ve mercimeğe kadar muhteşem sebzeler yetişiyor. Yerli yeşil mercimek ve yerli kişniş kullanarak bir mercimek dal yemeği yaptım çünkü mercimek yüzyıllardır temel bir gıda.” ifadelerine yer verdi.

 
 
×

DANIŞMANLIK TALEBİ

Danışmanlık istemek için aşağıdaki form ile bizlere ulaşabilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa sürede sizlere ulaşacaktır.