2024 Eylül E-Bülteni

Ana Sayfa | Tüm Kategoriler
 
 

2024 EYLÜL E-BÜLTENİ

- Türkiye’nin Güneşte Kurulu Gücü 18,5 GW Oldu: Hedef İse 2035’te 53 GW

Türkiye, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlarını hızla artırmaya devam ederken, güneş enerjisi bu alandaki en büyük umutlardan biri olarak öne çıkıyor. Hâlihazırda 18,5 gigavatlık (GW) kurulu güce sahip olan Türkiye, 2035 yılı itibarıyla bu kapasiteyi tam 53 GW’a çıkarmayı hedefliyor.

Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Genel Sekreteri Hakan Erkan, Türkiye'nin güneş potansiyeli açısından çok şanslı bir coğrafyada bulunduğunu belirterek, bu hedefin ulaşılabilir olduğunu vurguluyor. Erkan, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi konumun güneşlenme süresi bakımından Avrupa'nın birçok ülkesine göre avantaj sağladığını ifade ediyor. Türkiye'nin güneş enerjisindeki potansiyelinin altını çizen Erkan, 2035 hedefinin gerçekleşebilmesi için sektörün tüm paydaşlarının uyum içinde çalıştığını belirtiyor.

53 GW’lık hedefin gerçekleştirilmesi için her yıl ortalama 3 ila 3,5 GW’lık yeni kurulum yapılması gerektiğini belirten Erkan, bu kapasite artışının mümkün olduğunu, ancak finansal açıdan daha elverişli koşullara ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor. Ayrıca, güneş enerjisi santrali kurulumu için uygun arazi ve trafo kapasitelerinin de yetersiz olduğuna dikkat çeken Erkan, bu kapasite sorunlarının çözülmesi gerektiğini vurguluyor.

2024 yılı Ağustos ayı sonu itibarıyla Türkiye’nin kurulu gücünün kaynaklara göre dağılımı; yüzde 28,3’ü hidrolik enerji, yüzde 21,7’si doğal gaz, yüzde 19,2’si kömür, yüzde 10,8’i rüzgar, yüzde 16,2’si güneş, yüzde 1,5’i jeotermal ve yüzde 2,4’ü ise diğer kaynaklar şeklindedir.

 

 

  • - Dünyanın En Büyük Atıktan Hidrojen Üretim Tesisi Tanıtıldı

Hyundai, dünyanın en büyük atıktan hidrojene dönüşüm tesislerini Seul’de düzenlenen H2 Mobility Energy Environment Technology (MEET) konferansında ilk kez tanıttı. Organik ve plastik atıkları hidrojene dönüştüren bu tesisler, yıllık 30.000 tonun üzerinde hidrojen üretim kapasitesine sahip olacak ve bu alanda dünyanın en büyük tesisi olarak kayıtlara geçecek.

Hyundai Motor Group, bu yeni tesislerle birlikte HTWO Grid çözümünü devreye alarak, hidrojen üretiminden kullanımına kadar tüm değer zincirini birbirine bağlamayı ve hidrojen işinde küresel bir lider olmayı hedefliyor.

Gıda atıkları, kanalizasyon atığı ve hayvan gübresi gibi organik atıklar, küresel ısınma sorunlarına neden olan büyük miktarlarda metan gazı üretiyor. Bu gaz, küresel ısınmaya ciddi katkılarda bulunuyor. Hyundai'nin atıktan hidrojene dönüşüm teknolojisi, bu metan gazını çevre dostu bir enerji kaynağı olan hidrojene dönüştürerek hem iklim krizini hafifletiyor hem de yeni bir sanayi değeri yaratıyor.

Bu dönüşüm, organik atıkların anaerobik sindirim adı verilen bir süreçle mikroorganizmalar tarafından parçalanmasıyla başlıyor. Bu işlem sonucunda elde edilen biyogaz, daha sonra biyometana yükseltiliyor. Karbon dioksit ve diğer kirlilikler giderildikten sonra biyometan, yeniden yapılandırılarak hidrojen olarak yenide doğuyor. Bu teknoloji halihazırda Güney Kore’de faaliyette olan bir atıktan hidrojene dönüşüm tesisinde sergileniyor. Bu tesis, 60 ton gıda atığı kullanarak günde 500 kg hidrojen üretiyor ve bu hidrojen, ticari olarak hidrojenli araçlarda kullanılıyor. Hyundai, bu tür mini hidrojen üretim merkezlerini bölgesel seviyede yaygınlaştırmayı planlıyor.

Geri dönüştürülmeyen plastik atıklar, ister yakılsın ister çöplüklere atılsın, havayı, toprağı ve okyanusları kirletiyor. 2019 yılı itibarıyla plastik geri dönüşüm oranı yalnızca yüzde 9 iken, 2060 yılına kadar dünya genelinde 1,23 milyar ton plastik atığın oluşması bekleniyor.

Hyundai'nin plastik atıkları hidrojene dönüştürme teknolojisi, geri dönüştürülemeyen plastiklerin çevreye verdiği zararı en aza indirerek, bu atıkları enerjiye dönüştürüyor. Bu teknoloji, oyuncaklar ve vinil gibi karmaşık malzeme atıkları dahil olmak üzere plastik atıkları önce metal, kum ve kağıt gibi kirlilikleri arındırarak plastik ham maddeye dönüştürüyor.

Daha sonra, bu ham madde, Hyundai Engineering tarafından geliştirilen "eritme" süreciyle sıvı hale getiriliyor. Gazlaştırma sürecinde ise bu sıvı plastik atık, oksijen ve buhar ile tepkimeye sokularak sentetik gaz üretiliyor. Bu gaz, daha sonra arıtılarak yüksek saflıkta hidrojen elde ediliyor. Hyundai, bu teknolojiyle yılda 130.000 ton plastik atığı kullanarak 24.000 ton hidrojen üretmeyi planlıyor. Üretilen hidrojen, deniz yakıtı metanolü ve hidrojen yakıt hücreli araçlar gibi farklı alanlarda kullanılabilecek.

 

  • - Japon Bilim İnsanları Yakalanan CO2'yi Yeşil Yakıta Dönüştürüyor

Tokyo Metropolitan Üniversitesi'ndeki bilim insanları CO2 yakalama ve kullanma teknolojisinde önemli bir atılım gerçekleştirdi. Yakalanan CO2'den elde edilen bikarbonat çözeltisini, format çözeltisine verimli bir şekilde dönüştürebilen yenilikçi bir elektrokimyasal hücre tasarladılar.

Bu format çözeltisi güçlü bir yeşil yakıt kaynağı anlamına geliyor. Yeni teknoloji, reaktif karbon yakalama (RCC) alanındaki önemli zorlukları ele alıyor ve genellikle daha fazla enerji gerektiren geleneksel gaz beslemeli yöntemlerle karşılaştırılabilir seviyelerde performans gösteriyor.

Araştırmacılar, "Atmosferik CO2'yi yararlı kimyasallara ve yakıtlara dönüştürmek için karbon yakalama ve kullanma, karbon nötr veya negatif emisyonlu bir geleceğe ulaşmak için elzemdir" dediler. Bu açıklama, araştırmalarının karbon emisyonlarını azaltma ve iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki küresel çabalara olası etkisinin altını çiziyor.

Araştırmacılar karbon yakalama teknolojisindeki temel soruya dikkat çekti: Yakalanan karbondioksitle ne yapacağız? CO2'yi yakıt hücrelerinde güç üretebilen bir madde olan formata dönüştürmek için elektrokimyasal hücreler kullanılmasını önerdiler. Yeni hücre, yüksek akımlarda yüzde 85 verimlilik elde ederek ümit verici sonuçlar gösterdi.

Bu performans mevcut tasarımları geride bırakıyor. Hücrenin ayrıca 30 saatten fazla bir süre kararlı kaldığı ve bikarbonatın formata neredeyse tamamen dönüştüğü görüldü. Suyun uzaklaştırılmasından sonra son ürün kullanıma hazır katı kristal format yakıt haline geliyor. Bu bulgular, bu teknolojinin toplumun daha yeşil enerji kaynaklarına geçişinde önemli bir rol oynayabileceğini düşündürüyor.

 

  • - Pembe Rengi İle Ünlenen Meyil Obruk Gölü Tamamen Kurudu

Konya'da karstik yapısı ve yaz mevsimine doğru pembe renge bürünmesi ile ünlenen Meyil Obruk Gölü, tamamen kurudu. Konya Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yaşar Eren, "1970 yılında 31 metre su derinliği ölçülmüş. Yaklaşık işte, 50 yıl sonra şu anda, maalesef herhangi bir su gözlenmiyor. 31 metre derinliğindeki su yok olmuş" dedi.

Karatay ilçesindeki Meyil Obruk Gölü'nde artan sıcaklık ve azalan su seviyesi nedeniyle "dunaliella salina" mikroorganizmaları çoğalırken, göl de pembe rengine bürünüyor. Karstik yapısı ve yaz mevsimine doğru pembe rengini alan göl, aynı zamanda görsel şölen oluşturuyor. Bozkırın ortasında, 650 metre çapında, 75 metre derinliğinde ve 1970 yılı itibarıyla 31 metre su derinliği olan Meyil Obruk Gölü, tamamen kurudu.

31 metrelik su derinliğinin 50 yılda giderek bittiğini anlatan Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Eren, "Çok üzücü bir durum. Aynı zamanda bölgemizde, ilimizdeki durumu da yansıtan bir durumdayız. Meyil Obruk Gölü ki Türkiye'nin su barındıran en büyük gölüydü. Geçmiş yıllarda farklı renk tonlarıyla da gerçekten turizm açısından da doğal bir eser, bir anıt özelliğindeydi. 2020 yılındaki duruma göre, Meyil Gölü'nde tamamen kuruma görüyoruz. 1970 yılında 31 metre su derinliği ölçülmüş. Yaklaşık işte, 50 yıl sonra şu anda, maalesef herhangi bir su gözlenmiyor. 31 metre derinliğindeki su yok olmuş" dedi.

Prof. Dr. Yaşar Eren, "Orta ve Batı Anadolu'da havzalarda, ovalarda, 2000'li yıllardan sonra özellikle aşırı tarımsal sulama, küresel ısınma ve bunun oluşturduğu değişik nedenlerden dolayı, Orta ve Batı Anadolu'da sulak alanlarımızın büyük bir çoğunluğu maalesef gözlerimizin önünde yok oldu. Geçmiş yıllarda Meke Gölü vardı, Çıralı Obruğu vardı, Meyil Obruğu vardı. Şu anda bölgede sadece Kızören Obruğu'nda su bulunuyor. Son 20-30 yılda bahsettiğim nedenlerden dolayı sulak alanlarımızın büyük bir çoğunluğu maalesef kurudu. Şu anda geleceğe sadece bir çöl bırakacakmışız gibi görünüyor. Şimdi tabii bunlar yerin içerisine doğru açılan pencereler, yer altı suyu seviyesini gösteren farklı kesimlerdeki göstergeler. Sonuçta birkaç tane kaldı. Onlar da kurulduktan sonra herhalde Orta ve Batı Anadolu'da sulak alan kalmayacak gibi görünüyor" diye konuştu.

 

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI TARAFINDAN YAYIMLANAN DUYURU

  • - ASGARİ FİYAT TARİFESİNİN UYGULANMASINA İLİŞKİN DUYURU (04.09.2024 tarihli duyuru)
  •  

Bilindiği üzere, Çevre Yönetimi Hizmetleri Hakkında Yönetmelik 1/11/2022 tarihli ve 32000 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve Yönetmeliğin 17 nci maddesinde yer alan “Asgari fiyat tarifesi”nin nasıl uygulanacağına yönelik örnekleri içeren duyurumuz 5/1/2023 tarihinde yayınlanmıştır. Ancak görülen lüzum üzerine, ilave açıklamalar yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

 

Aylık asgari fiyat; sözleşmelerin imzalandığı tarihte geçerli olan aylık net asgari ücretin Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliği EK-1 listesinde yer alan işletmeler için 1/2’sine, EK-2 listesinde yer alan işletmeler için ise 1/3’üne, var ise işletmenin her çevre izni veya çevre izin ve lisans konusu için ayrı ayrı olacak şekilde Bakanlıkça belirlenen çevre izin ve lisans birim fiyat bedellerinin Bakanlığımızca yayınlanan birim fiyat listesindeki KDV’li başvuru bedelinin yüzde beşi eklenerek hesaplanması gerektiği duyurulmuştur.

Ancak, Bakanlığımızca çevre yönetimi hizmeti asgari fiyat tarifesinin belirlenmesinde; rekabet ve eşitlik ilkeleri göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenme yapılmasında fayda olacağı düşünülmüştür. 

Bu itibarla; 04.09.2024 tarihinden itibaren çevre yönetimi hizmeti bedeli belirlenirken belirlenecek aylık asgari fiyat tarifesi hesaplanmasında ücretlerin virgülden sonraki bölümü (kuruş kısmı) değerlendirmeye alınmayacaktır.

 

Örnek-1: Çevre izin lisans yönetmeliğinin Ek-2 listesine girdiği ve sadece Hava Emisyon konulu çevre izni olan bir faaliyet için asgari fiyat hesaplaması aşağıda yer almaktadır. Asgari ücret: 17.002,12 kr olan ücretin tam kısmı olan 17.002 lira alınarak hesaplamaların yapılması gerekmektedir.

Ek-2 Listesi için asgari ücret 17.002/3= 5.667 lira olarak alınmalıdır.

Çevre İzinleri/Hava Emisyonu (Ek2 Listesi Tesis ve Faaliyetler) başvuru bedeli: 21.750,00*%5 =1.087,50 lira olup, Asgari fiyat hesaplanmasında tam kısım olan 1.087 liralık bölüm alınmalıdır.

Çevre yönetimi hizmeti Asgari fiyat bedeli: 5.667+1.087=6.754 liranın atında bir ücret ile hizmet verilmemelidir.

 

Örnek-2: Çevre izin lisans yönetmeliğinin Ek-1 listesine girdiği ve sadece Atıksu Deşarjı konulu çevre izni olan bir faaliyet için asgari fiyat hesaplaması aşağıda yer almaktadır. Asgari ücret: 17.002,12 kr olan ücretin tam kısmı olan 17.002 lira alınarak hesaplamaların yapılması gerekmektedir.

Ek-1 Listesi için asgari ücret 17.002/2= 8.501 lira alınmalıdır.

 

 
 
×

DANIŞMANLIK TALEBİ

Danışmanlık istemek için aşağıdaki form ile bizlere ulaşabilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa sürede sizlere ulaşacaktır.