2024 EKİM E-BÜLTENİ
Avrupa Yatırım Bankası (EIB) ve Elia Transmission Belgium (ETB), dünyanın ilk yapay enerji adası Princess Elisabeth Island projesinin ilk aşamasının gerçekleştirilmesi için 704 milyon dolarlık (650 milyon Euro) yeşil kredi anlaşması imzaladı. Bu önemli proje, Belçika kıyılarının yaklaşık 45 kilometre açığında, Princess Elisabeth rüzgar bölgesinde 2024 ile 2027 yılları arasında inşa edilecek.
İlk enerji adası finansmanı buldu
Princess Elisabeth Island, yüksek voltajlı doğru akım (HVDC) ve alternatif akım (HVAC) altyapısını barındıran dünyanın ilk yapay enerji adası olacak. Adanın ilk kesonları veya temelleri diyebileceğimiz yapılar halihazırda Hollanda'da inşa ediliyor ve kısa süre içinde denize indirilecek. Bu yapıların kumla doldurulmasıyla adanın temelleri oluşturulacak.
Adada kurulacak yüksek voltaj altyapısı, Princess Elisabeth bölgesi rüzgar santrallerinin ihracat kablolarını bir araya getirmenin yanı sıra, Belçika'yı Birleşik Krallık ve diğer ülkelerle bağlayacak gelecekteki bağlantılar için bir merkez işlevi görecek. Bu hibrit bağlantılar, aynı anda iki işlevi yerine getirecek şekilde tasarlandıkları için mevcut çoğu bağlantıdan daha verimli bir yapıya sahip olacak.
Bu sayede, Belçika ile komşuları arasında enerji alışverişi sağlanacak ve Kuzey Denizi'ndeki büyük açık deniz rüzgar santralleriyle de bağlantılı olacak. Princess Elisabeth Island, Belçika'nın elektrik şebekesine ek olarak 3,5 GW kapasiteli açık deniz rüzgar enerjisi entegre ederek, 3 milyon haneye yetecek kadar enerji sağlayacak.
Avrupa Yatırım Bankası Başkan Yardımcısı Robert de Groot, “Princess Elisabeth Island projesi Belçika'nın ve Avrupa'nın enerji güvenliği ve bağımsızlığının arttırılması için bir mihenk taşıdır” dedi.
Güneş enerjisi panelleri ve elektrikli araçlar Doğru Akım (DC) üretirken biz güneş enerjisi panellerinden ürettiğimiz elektriği önce Alternatif Akıma (AC), sonra da tekrar Doğru Akıma (DC) çeviriyoruz.
Günümüzde evimizde ve yüksek gerilim hatlarında Alternatif Akım (AC) kullanılıyor fakat elektrikli araçlar Doğru Akım (DC) gerekiyor. Bu nedenle üretilen güneş enerjisi önce AC’ye inverterle çevrilir sonra yine arabaya AC verilir, ardından arabalar bunu kendi inverteriyle DC’ye çevirir ve o şekilde kendini şarj eder. Bu iki kez çevirim enerji kaybına yol açar.
Enteligant firması bu soruna çözüm getiriyor. Firma güeş enerjisi panellerinden gelen elektriği direkt DC olarak arabaya veriyor. Günümüzde güneş panellerini arabalarını şarj etmek için kullananlar için biçilmiş kaftan.
Güneş panellerine direkt bağlanan sistem, kullanmadığı elektriği invertere aktarıyor. Araçlardan talep gelirse DC olarak şarj ediyor. İki kez dönüşümden kurtulan elektrik %20 oranına varan kayıptan da kurtuluyor.
Sistem aynı zamanda DC bir batarya sistemine de bağlanabiliyor. Bu sayede aracınız güneş varken şarj edilmese bile batarya şarj edilip araç geldiğinde hiçbir çevrime uğramadan oradan da şarj edilebiliyor.
Firma şimdilik 250$ karşılığında ön sipariş alıyor. Sistemin fiyatı ise 2500$’ı bulması bekleniyor ve 2023 sonu gibi piyasaya çıkacağı belirtiliyor.
PV tarafından 12,5 kW gücünde bağlantı sağlayan şarj cihazı istenirse şebeke tarafından da 12,5 kW çekerek acele durumlarda 25 kW hızında şar edebiliyor veya güneş olmadığında yine 12,5 kW gücünde şebekeden şarj imkanı sunuyor.
Elektrikli araçların hayatımıza girmesi ile değişecek şeylerden birisi de karavan olacak gibi gözüküyor. Pebble elektrikli araç sahipleri için karavan deneyimini tamamen değiştirecek bir konsept sunuyor.
Karavan sahipleri bilir ki aracınızın çekme gücü oldukça önemlidir. Bu elektrikli araçların çoğunda düşük olmakla beraber çekme ile oluşacak ekstra enerji sarfiyatı sizi şarj istasyonlarında sık sık şarj etme gereksinimine sokacaktır.
Pebble bunu karavanın içine 45 kWh batarya ve iki motor ekleyerek kendinden itişli hale getirerek çözmüş. Bu sayede yolda karavanı çekerken bu motor size destek çıkacak ve menzilinizin azalmasını engelleyecek.
Ayrıca motor sayesinde karavanı tek tuşla ilerleterek aracın bağlantı noktasına kolay çekilde monte edebiliyorsunuz. İsterseniz park yerinde kendi kendine hareket edebilecek ve gün içerisinde güneşe göre konumunu pratik şekilde değiştirebileceksiniz.
Çatısında bulunan 1 kW gücündeki güneş panelleri ile bataryasını şarj ediyor. Bu şekilde yola çıkmadan önce belki de ekstra şarj etmenize bile gerek kalmayacak. Bu batarya sayesinde hem karavan için güç sağlayacak hem de acil durumlarda konutunuza elektrik verebilecek.
Karavan olarak oldukça aerodinamik şekilde tasarlanmış. Rüzgar direnci diğer karavanlara göre %300 azaltılmış. Bu sayede yolda daha az enerji tüketimi gerçekleşiyor. Hatta rüzgarlık denen bir kısım kamp moduna geçerken aşağı inerek pencerenin önünü açmakta. Karanvanın ısıtma soğutması ise tamamen ısı pompası ile sağlanmakta.
İç tasarımı ise 4 kişilik bir aileye göre tasarlanmış durumda. Ön taraftaki yemek masasının olduğu kısım 2 kişilik yatağa dönüştürülüyor. Arka taraftaki çalışma masasının ve oturma odasının olduğu kısım ise gece iki kişilik yatağa yine dönüşmekte. Orta kısımda ise mutfak, duş ve tuvalet mevcut.
Yaşam alanında ferah hissettirmek için 270° camlar kullanılmış. Yatak odasının üstü de cam olduğundan gece yıldızları seyretmek mümkün hale geliyor. Tek tuşla ön, arka ayaklar ve merdiveni indirerek kamp moduna çevirmek mümkün. Tüm camlar elektrokromik tasarlandığı için perde bulunmuyor, istendiğine tüm camlar opak moda dönebiliyor.
Tüm bunlar ve fazlası 125.000 $ harcamak gerekiyor şimdiden 500$’a rezervasyon yapmak mümkün. Üretim için 2024 sonu hedefleniyor ve firma bunu sağlamak için yeni 5500 m2’lik üretim ve merkez binasına taşındığını geçtiğimiz ay açıkladı.
Oxford Üniversitesi araştırmacıları, sağlık alanında devrim yaratacak olan minyatür bir lityum iyon biyo-batarya geliştirdi. Bu yeni nesil “damlacık batarya” kalp dokusu defibrilasyonu, kalp ritmi ayarlama ve ilaç salınımı gibi biyomedikal uygulamalarda kullanılabilecek.
Türünün şimdiye kadar ki en küçüğü
Bataryanın en dikkat çekici özelliklerinden biri biyouyumlu hidrojel damlacıklardan oluşması ve ışıkla aktive edilebilmesi. Şarj edilebilir ve biyolojik olarak parçalanabiliyor olması sayesinde bu batarya, vücut içinde çözülerek herhangi bir kalıntı bırakmadan yok olabiliyor. Araştırmayı yürüten Oxford Kimya Bölümü’nden Dr. Yujia Zhang, bu bataryanın “şimdiye kadarki en küçük hidrojel lityum iyon batarya” olduğunu ve “üstün bir enerji yoğunluğuna” sahip olduğunu belirtti.
Araştırmacıların çözümü “yüzey aktif madde” destekli birleştirme olarak bilinen bir sürece dayanıyor. Bu teknikle her biri 10 nanolitre hacminde üç mikro ölçekli damlacık birleştiriliyor. Bu damlacıkların ikisi, enerji üretmek için lityum iyon parçacıklarını içeriyor.
Kritik kullanım alanları var
Tıp alanında son yıllarda gelişen küçük akıllı cihazlar, enerji ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar küçük ancak yüksek kapasiteli güç kaynaklarına ihtiyaç duyuyor. Özellikle biyolojik dokularla etkileşime giren bu tür cihazlarda, bataryaların yumuşak malzemelerden yapılmış olması büyük önem taşıyor. Geleneksel bataryalar, biyomedikal cihazlarda güvenlik ve uyum açısından sorun yaratabiliyor. Yeni geliştirilen damlacık batarya ise biyouyumlu, biyobozunur, yüksek kapasiteli ve uzaktan tetiklenebilir özellikleri sayesinde bu zorlukların üstesinden geliyor.
Araştırma ekibi, bu mini bataryanın yalnızca ilaç salınımını sağlamakla kalmayıp aynı zamanda kalp defibrilasyonu ve mikrorobotlar için enerji temin etmek gibi çeşitli biyomedikal uygulamalarda da kullanılabileceğini belirtiyor. Yapılan testlerde batarya, sentetik hücreler arasında yüklü moleküllerin hareketini sağlamak ve fare kalplerinin atışını kontrol etmek gibi birçok kritik görevi yerine getirebildi. Hayvanlar üzerinde yapılan testlerde biyobozunur bataryanın ölümcül kalp ritim bozukluklarının yönetiminde kablosuz ve çevre dostu bir çözüm sunabileceği de gösterildi.
Güneş panellerinin verimliliğini güneşin şiddeti kadar panelin temizliği de etkiliyor. Toz toplayan panellerde verimlilik ciddi oranda düşüyor. Panelin sürekli temizliği gerekiyor. Personel şehirden uzakta yapısı ve personel maliyeti nedeniyle panel temizliği için teknolojiden yararlanılmaya çalışılıyor. Karabük Üniversitesi akademisyenleri yerli güneş paneli temizleme robotu geliştirildi.
Daha önce yenilenebilir enerjiye yönelik çeşitli çalışmalarıyla bilinen Karabük Üniversitesi çatısındaki güneş panellerini temizlemesi amacıyla yüzde 95 yerlilik oranına sahip yerli temizleme robotu tasarladı ve üretimini yaptı. Elektronik devresi, mekanik tasarımı, kontrol yazılımı ve imalatı akademisyenlerce gerçekleştirilen temizleme robotu saatte yaklaşık 170 kWp temizleme kapasitesine sunuyor. Robot, tek ya da çift fırçayla kullanılabiliyor.
Projeyi Karabük Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Selim Öncü ve Doç. Dr. Mustafa Karagöz ile öğretim görevlisi Burak Çiftçi geliştirdi. Üniversite çatısını temizlemek için yılda bir temizleme hizmeti alınıyordu. Şimdi robot robotu sayesinde sık sık temizlik yapılarak güneş panellerinden daha fazla verim elde edilecek.
Doç. Dr. Mustafa Karagöz, temizleme robotunun farklı tip panellerde başarıyla çalıştığını belirterek şunları kaydetti:
"Saatte yaklaşık 170 kWp temizleme kapasitesine sahip olan robotumuz, tek ya da çift fırçayla temizleme seçenekleri ile kullanılabilmektedir. Farklı tip panellerde yapılan temizleme çalışmalarında robotun 15 dereceye kadar kayma yapmadan ıslak zeminde, cam yüzeyde temizliği gerçekleştirdiğini gördük. Yaptığımız testlerde, Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi çatısında bulunan kirli panellerin temizlenmesiyle üretim performansı artırılmıştır."
Mersin’de yapımı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) 1. güç ünitesinde türbin tesisi montajı kritik bir aşamayı daha geride bıraktı. Rosatom tarafından yürütülen projede, 245 tonluk türbin jeneratör rotorunun statora başarılı bir şekilde monte edilmesiyle türbin şaftının hizalanması süreci başladı. Bu gelişmeyle, türbinin şaft döndürücü üzerine yerleştirilmesi işleminin 2024 yılı sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor.
İlk reaktör ünitesi için son safhaya geçiliyor
Bu zorlu süreçte Rosatom’un Mersin’deki Akkuyu NGS projesinde türbin ekipmanlarının mühendisliğini üstlenen AAEM mühendisleri, rotorun türbin jeneratör statoruna monte edilmesi işlemini 25 Ekim'de gerçekleştirdi. Türbin binasında ana köprü vinci kullanılarak kurulan rotorun başarılı bir şekilde yerine yerleştirilmesiyle, yardımcı sistemlerin statora bağlanması ve yatakların takılması da mümkün hale geldi.
Akkuyu Nükleer A.Ş. Genel Müdürü Sergei Butckikh, “Rotorun statora yerleştirilmesi, yataklara takılması ve kurulması işlemi başarıyla gerçekleştirildi. Rotorun yerleştirilmesi, tüm yardımcı sistemleri statora bağlamaya ve yatakları takmaya olanak tanıyor. Bu, aynı zamanda uzmanların turbo jeneratör şaft hattının hizalanmasını gerçekleştirmesini de sağlayacak.” dedi.
Türbin jeneratör rotorunun montajı, türbin tesisi montajının son aşamasına geçilmesine olanak tanıyor. Akkuyu NGS'nin 1’inci ünitesi türbin binasında türbin ve jeneratör rotorlarının tek hat halinde bağlanmasına ilişkin çalışmalar sürüyor. Bu çalışma tamamlandığında türbin, çark cihazına yerleştirilmeye ve devreye alma öncesi yapılacak bir dizi teste hazır olacak.
Akkuyu NGS, 2025’te faaliyete geçecek
Akkuyu NGS, "Yap-Sahip Ol-İşlet" modeliyle gerçekleştirilen ilk nükleer güç santrali projesi olma özelliği de taşıyor. Yapılan son açıklamalara göre Akkuyu NGS’nin ilk reaktör ünitesi 2025 yılının ilk yarısında faaliyete geçecek. Santralde dört adet Rus tasarımı VVER 3+ nesil reaktör yer alacak. Her bir reaktörün güç çıkışı 1.200 MWt olacak. NGS işletmeye alındığında ve tam kapasiteye ulaştığında yılda yaklaşık 35 milyar kWh elektrik üreterek Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak.
Çevre mevzuatı açısından bahsi geçen maddeler aşağıda yer almaktadır.
1- Sanayide yeşil dönüşüm belgelendirme yazılımı aktif olarak kullanılmaya başlanacaktır.
2- Ulusal emisyon ticaret sisteminin kurulmasına yönelik mevzuat ve diğer altyapı hazırlıkları tamamlanarak sistem uygulamaya geçilecektir.
3- Etkin su kaynaklarının yönetimi için su kanunu çıkarılacaktır. 81 ilde il su kurulu toplantıları gerçekleştirilecektir.
4- Yeraltı suları kanunu kapsamında ruhsatsız kullanımları karşı düzenlemeler yapılacaktır. Cezalar caydırıcı hale getirilecek.
5- Arıtma çamuru yönetimi planı genelgesi yayımlanacaktır.
6- Geri kazanılmış ikincil ürüne alt teknik standartlar geliştirilerek, teşvik ve yönlendirme mevzuatı iyileştirilecektir.
7- Evsel nitelikli atıkları geri kazanım ve bertaraf tesisi projeleri desteklenecektir.
8- 2025 yılı arıtılmış atiksuyun yeniden kullanımları oranı % 7 olması planlanmaktadır. (Mevcut % 6)
9- İçme suyu kayıp oranı % 26 ya düşürülmesi planlanmaktadır. (Mevcut % 30)
10- Sıfır atık projesi kapsamında atığın geri kazanım oranı % 37.5 çıkarılması planlanmaktadır. (Mevcut % 36)