2019 Nisan Bülteni

Ana Sayfa | Tüm Kategoriler
 
 

Motat Mobil Uygulaması Hayata Geçiriliyor

Tehlikeli atıkların taşınması işlemleri sırasında Atık Yönetim Uygulamasının alt modüllerinden bir tanesi olan ve kısaca MoTAT olarak bilenen Mobil Atık Takip Sistemi 2018 yılı başından bu yana kullanılmaktadır. Atık Yönetim Uygulaması/MoTAT sistemi kullanan birimlerin bilgisayar ve internet erişimi olması gerekliliği bulunmaktadır. Ancak, uygulamanın kullanıcıları arasında büyük sanayi tesisleri olduğu gibi aile sağlığı merkezleri, oto tamirhaneleri, restoranlar ve büfeler gibi küçük işletme/tesisler de yer almakta olup bilgisayar erişimi sağlamakta zorlandıkları bildirilmiştir. Bu zorluğu aşabilmek amacıyla cep telefonları ve tabletlerden MoTAT’a kolayca erişim sağlanabilecek MoTAT Mobil Uygulama hazırlanmıştır.

Bakanlığımız Entegre Bilgi Sistemi’ne (EÇBS) kaydı bulunan tüm kullanıcılar e-devlet şifresini girmek suretiyle mobil uygulama üzerinden atık gönderim işlemlerini gerçekleştirebilecek ve bu taşımaların takibini yapabilecektir.

Kullanma kılavuzlarına ulaşmak için lütfen tıklayınız.

• Gökhan Özoğuz Ve Özge Özpirinçci’den Belgesel: 25 Litre

National Geographic, 25 Litre adlı belgeseli ile gelecekte tüm dünyayı etkisi altına alacağı öngörülen su kıtlığına dikkat çekmeyi ve bu küresel sorunun ülkemize olası etkilerini gözler önüne sermeyi hedeflemiştir. 2040 yılına gönderme yapan bir kurgusal senaryo ile su konusunda tasarruf bilincinin yerleşmemesi halinde yaşanması muhtemel zorluklar hakkında izleyiciye bilgi veren belgesel, Gökhan Özoğuz’un uzmanlarla ve Özge Özpirinçci ile yaptığı görüşmelerle de farklı bakış açılarını ekrana taşımıştır. Su yeryüzünde yaşayan her bir canlı için hayatın kaynağı. Ancak bugün dünyada 700 milyon insan su kıtlığı çekmektedir.

Bilimsel çalışmalar önümüzdeki 20 yıl içerisinde bu durumun aralarında İstanbul gibi büyük metropoller başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine yayılarak milyarlarca insanı etkileyecek bir boyuta ulaşabileceğini göstermektedir.Su tüketiminin mevcut oranlarda devam etmesi halinde 2040 yılında Türkiye’nin de su fakiri bir ülkeye dönüşebileceğini ortaya koyan belgesel, günlük su tüketim alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerin ne denli büyük bir etkisi olabileceğine odaklanmıştır. Belgesel ve senaryolu anlatımı bir araya getiren yapım, son birkaç yıldır kuraklıkla mücadele eden Cape Town’daki su kıtlığına karşı önlem olarak yerel yönetim tarafından planlanan ve kişi başı su tüketiminin günde 25 litre ile sınırlanacağı “Sıfır Günü” uygulamasından esinlenerek kurgusal bir anlatımla bu sınırlamayı 2040 Türkiye’sine uyarlanmıştır.

2040 yılını resmeden senaryolu bölümlerde, günlük su tüketiminin kişi başı 25 litre ile sınırlandığı İstanbul’da yaşayan genç bir doktorun ve çevresindekilerin bu durum ile değişen hayat hikayeleri ekrana gelmiştir. Belgeselin anlatıcılığını üstlenen Gökhan Özoğuz ise bilim insanlarından tarihçilere kadar birçok uzmanla görüşüyor; bilim dünyasının öngördüğü su kıtlığı sorununun kaynağının yanı sıra hem bireylere, hem de kuruluşlara çözüm için düşen sorumlulukları anlamaya çalışmıştır.

Süreçte Özge Özpirinçci de Özoğuz’a katılıyor. Özoğuz ve Özprinçci su tüketimi konusunda bilincin artırılmasının ve bugün itibarı ile değiştirilebilecek bireysel yaşam alışkanlıklarının gelecekteki olası senaryoları olumlu nasıl değiştireceğine dikkat çekmeye çalışmıştır. Yapım Ay içerisinde  National Geographic ekranlarında izleyici ile buluşmuştur.

• Bu Akıma Kapılacaksınız! Çevreci Sürüş Deneyimi Sizi Bekliyor

Türkiye’deki pek çok otomobil kullanıcısı henüz Elektrikli ve Hibrid bir otomobil deneyimi yaşamamıştır. Ulaştırmanın bir yöntemi olması sebebiyle bildiğimiz ancak çok daha sessiz ve hızlı olan elektrikli otomobiller, aslında yaşanması ve hissedilmesi gereken bir tecrübedir. Türkiye’de ilk kez ve birincisi gerçekleştirilecek olan Elektrikli ve Hibrid Sürüş Haftası, 20-21 Nisan tarihlerinde Kemer Country Club Orman Evi’nde tüm otomobil severlerle buluşmuştur.

Yapılan son tüketici araştırmalarına göre Türk halkının büyük bir çoğunluğu artık elektrikli otomobil kullanmak istemektedir. Ülkemizde elektrikli araç sayısının 4 yıl içinde 56 kat artacağı ve bununla paralel olarak şarj istasyonu sayısının ise 5 yıl içerisinde 35 kat artacağı ön görülmektedir.Elektrikli Sürüş Haftası, Elektrikli, Plug-in ve Hibrid otomobillerin tanıtıldığı, faydalarının anlatıldığı ve kullanıldığı, tüketici odaklı bir hafta sonu açık hava etkinliği olarak gerçekleştirilmiştir.

• Sınıfta İpekböceği Ve Solucan Gübresi Ürettiler

Samsun’un Atakum ilçesindeki bir ilkokulda hayata geçirilen çalışmalarla çocukların hayal ve istekleri gerçekleştirilmektedir. Kurupelit İlkokulu yöneticileri, eğitimde başarıyı artırmak, çocuklara doğa ve hayvan sevgisi kazandırmak için eğitim öğretim yılı başında öğrencilerin hayallerini gerçekleştirme kararı almış ve öğrencilerin isteği doğrultusunda sınıflarda ipek böceği ve solucan gübresi üretimine, bahçeye kurulan kümeste civciv yetiştirilmeye başlandı ve hobi bahçesinde de meyve sebze üretimi hayata geçirilmiştir.

Havanın güzel olduğu günlerde dersin açık havada işlenildiği okulda koridorlarda da kitap okuma alanları oluşturulmuştur. Çevre temizliği bilinci oluşturmak amacıyla sınıfların temizliğinden de öğrenciler sorumlu tutulmuştur. Okul Müdürü Salih Güneş, hayata geçirdikleri çalışmalarla öğrencileri hayata hazırlamayı hedeflediklerini ifade etmiştir. Öğrencilerden hayal etmelerini istediklerini belirtmiş olup, “Okulumuzda iki köpeğimiz, iki muhabbet kuşumuz, hemstırlarımız, kümes hayvanlarımız var. Çocuklarımızın hayatında eksik olan hayvan ve doğa sevgisini tamamladık. ‘Kendi evim, kendi odam’ mantığıyla uyguladıkları proje kapsamında çocuklar kendi sınıflarını temizledik. Böylece çocuklar temizlemeyi değil, kirletmemeyi öğrendi. Eğitimi çok amaçlı hale getirmek için sınıf ortamından çıkarmak zorundaydık.

Bunun için açık havada sınıf ortamları oluşturduk. İstedikleri düzenlemeleri sınıf içinde de yaptık” “Amacımız yaşanabilir bir eğitim öğretim ortamı oluşturmak. Çocuklarımız buraya saat 08.00’de geliyor, 16.00-17.00’ye kadar okulda duruyor. İyi bir vatandaş nasıl olacaksa bunları yaşayarak, uygulayarak öğrenmelerini sağladık. Okulumuzda bitki ve hayvan bakım atölyesini de kurduk. Ürettiğimiz solucan gübresini hobi bahçemizde kullanıyoruz.” İfadelerini kullanmıştır.

• Atık Sudan Antimikrobiyal Ambalaj Ürettiler

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Mühendislik Fakültesi Gıda ve Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ve öğrenciler, bir patates fabrikasının atık suyundan antimikrobiyal ambalaj geliştirdi. Türkiye’nin öncelikleri arasında yer alan atıkların ekonomiye kazandırılmasını, kaynakların etkin kullanılmasını ve atık miktarının azaltılmasını amaçlayan “Sıfır Atık Projesi”ne bir destek de AİBÜ’den gelmiştir.

AİBÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi (BAIBU-BAP) tarafından desteklenen Ar-Ge projesi kapsamında, kentte faaliyet gösteren bir patates fabrikasının atık suyundan gıda kaplamada kullanılabilecek ambalaj geliştirilmiştir. Özellikle gıda sanayisinde ürünlerin raf ömrünü uzatmak amacıyla kullanılması hedeflenen antimikrobiyal ambalaj, yüksek derecede esnekliğe ve suda çözünme özelliğine sahiptir.Farklı renklerde üretilebilen ambalaj için patent başvurusu yapılmıştır. Bu atık suyun herhangi bir şekilde değerlendirilmediğini dile getiren Öğretim görevlisi, “Bu suyun bir özelliği var; nişasta bakımından zengin. Bu atık su aynı zamanda kanalizasyon sistemine arıtılmadan verildiği zaman içerisindeki yüksek miktardaki nişasta nedeniyle problem oluşturabiliyor. Olumsuz yönde de çevresel etkileri var.”  “Bunun için atık suyu birtakım işlemlere tabi tutuyoruz.

İşlemlerin ardından nişastayı toz halinde elde ediyoruz. Aldığımız toz fazı birtakım işlemlerden geçirdikten sonra jelleştirme işlemine tabi tutuyoruz. Bu işlemden sonra özel kalıpları var bunun. Kalıplara dökerek, yaklaşık 12-18 saat kurumaya bırakıyoruz. Kurutmadan sonra değişik kalınlıklarda ve değişik özelliklere sahip jelleri elde ediyoruz. Ambalajla herhangi bir gıdayı kapladığınız zaman gıdanın üzerinde bulunan mikro organizmaların sayısını azaltma ve gıdanın raf ömrünü uzatma özelliği var. Çilek gibi ürünler için tasarladığımız pembe renkli jelimiz var. Bunu streç film olarak kaplamada kullanabiliriz. Bunu hem ürünlerin üzerine püskürtebiliyoruz kaplama amacıyla hem de ürünlerimizi daldırıp çıkartarak ürün üzerinde ince bir kaplama tabakası oluşturup bu şekilde de muhafaza edebiliyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.Projenin, farklı alanlarda geliştirilebileceğine işaret edilmiş olup, en önemli özelliğini “Sıfır Atık Projesi”ne destek olarak açıklanmıştır.

Doğa dostu teknolojilerin kazandırılması açısından önemli bir çalışmayla çevresel etkiye sahip bir atık suyu üretime kazandırıldığına dikkati çekerek, gıda ve çevre alanında bu ambalajların üretilmesinin önemli olduğunu, bu sayede plastik kullanımının azalacağını bildirilmiştir. Ambalajın esnek ve suda çözünebilir özelliğe sahip olduğunu aktarılmıştır.

• 100 Bin Plastik Şişeyle Yüzen Ada Yaptı 

İngiliz sanatçı Richart Sowa, atık 100 bin şişeyi yüzen bir adaya dönüştürerek plastik şişeleri yeniden kullanmanın yaratıcı bir yolunu göstermiştir. Richart’ın yüzen adası, yelkenler veya bir tekne yardımıyla kolaylıkla  taşınabilmektedir.Çevre kirliliği, gün geçtikçe artan ve arttıkça endişelenmemiz gerektiğini gösteren bir kavram.

Nitekim uzmanlar, son birkaç on yılda 6.3 milyar m plastik atık ürettiğimizi, bunun sadece% 9’unun geri dönüşüme gittiğini söylüyor. Bunun anlamı ise kirlilikle mücadele etmek ve küresel bir felaketi önlemek istiyorsak şu anda yaptığımızdan çok daha fazla atığı yeniden kullanmamız ve geri dönüştürmemiz gerekiyor. Buna dikkat çekmek isteyen İngiltereli sanatçı Richart Sowa, atık 100 bin şişeyi yüzen bir adaya dönüştürerek plastik şişeleri yeniden kullanmanın yaratıcı bir yolunu göstermiştir.Yüzen ada projesi, sanatçı Richart Sowa’nın plastik şişelerin iyi bir inşaat malzemesi olarak hizmet edebileceğini fark etmesiyle başlamıştır.

Plastik bir şişenin ayrışması 450 yıl kadar sürebilmektedir. Bu da plastiğin çevre için toksik atık anlamına gelmekle birlikte dayanıklı bir yapı malzemesi olduğunu göstermektedir. Richart , Meksika’daki Isla Mujeres’in yanında bulunan Joyxee Adası’nı inşa etmek için 100.000 plastik şişe, kontrplaklar ve adanın ayakta kalmasını sağlayan ahşap paletler kullanmıştır. Adanın çekirdeğini ise ağların içine yerleştirilen plastik şişeler oluşturuyor ve hepsini bir arada tutan şey de köklerini şişeler arasına yayan ağaçlar bulunmaktadır. Poşetin içine plastik ve cam şişeler, teneke kutular ve diğer çöpleri koyarak adayı kaldırmak için kullanmaktadır. Yüzen ada, yelkenler veya bir tekne yardımıyla kolaylıkla herhangi bir noktaya taşınabilmektedir. Adanın diğer bir önemli özelliği de kendi kendine yetiyor olması. Meyve, sebze ve bitki yetiştirebiliyor; güneş panelleriyle çalışan klima, buzdolabı ve diğer aletlerini kullanabiliyorsunuz.

• TURMEPA “Çocuklar Suyu Kodluyor. H2Okullu Oldu!” 

İstanbul Kalkınma Ajansı hibesi ve İstanbul Valiliği, Sarıyer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin katkılarıyla hazırlanan “Çocuklar Suyu Kodluyor. H2Okullu Oldu!” projesinde STEM çalışmalarının yapılacağı laboratuvar, 12 Nisan’da kapılarını açtı. Proje kapsamında denizel eğitimini tamamlayan 6630 öğrenci arasından seçilen 600 öğrenci, öğretmenleri eşliğinde randevu usulüyle STEM laboratuvarını kullanabilecek ve burada kendi projelerini geliştirebilecektir. Denizel eğitimlerle denizlerimiz ve su kaynaklarımızın önemi hakkında bilinçlendirilen öğrenciler, bu laboratuvarda onları korumak için projeler üretilecek.

Bir STEM laboratuvarında bulunması gereken tüm araç ve gereçlere sahip olan bu laboratuvar, proje dahilindeki 29 okulun tamamının kullanımına açık olacaktır. STEM sözcüğü, Science (Fen), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Math (Matematik) terimlerinin kısaltmalarından oluşmaktadır. Bu sistemde öğrencilerin fen bilimleri, matematik gibi dersleri ezber sistemiyle değil, bilgilerin gerçek yaşamda uygulanabilirliğini ve problem çözme tekniklerini/metodlarını geliştirerek öğrenmeleri, merak, araştırma ve yaratıcılık özelliklerini öne çıkartmaları hedeflenmektedir.

• Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Yayımlandı

Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları belirleyen ÇED Yönetmeliği 19 Nisan 2019 tarih ve  30750 Sayılı Resmî Gazete’de ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK yayımlanmıştır.

 
 
×

DANIŞMANLIK TALEBİ

Danışmanlık istemek için aşağıdaki form ile bizlere ulaşabilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa sürede sizlere ulaşacaktır.