2017 Kasım Bülteni

Ana Sayfa | Tüm Kategoriler
 
 

Türkiye’nin Hava Kirliliği Haritası Açıklandı: Havası Temiz Tek İl Rize

Türk Toraks Derneği açıklamasına göre, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği oranlar bazında havası tek temiz kent Rize olmakla beraber, en kirli noktalar İstanbul’da Göztepe, Esenyurt ve Aksaray; Ankara’da Sıhhiye ve Kayaş; İzmir’de ise Bornova ve Bayraklı olmuştur.

Türk Toraks Derneği, İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği limitlere göre havası en kirli ve en temiz kentleri açıklamıştır. 2017 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği oranlara göre havası tek temiz kent Rize olmuştur. Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan Türk Toraks Derneği Genel Başkanı, “Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘görünmez katil’ olarak tanımladığı ve dünyada her yıl 7 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açan bu sorunun ülkemizde de tanınmasını, duyulmasını ve bu sayede her an soluduğumuz zehirli havanın artık son bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullanmıştır.

Sempozyumun Eş Başkanı, Türkiye’de ve dünyada en çok öldüren ve sağlığa en çok olumsuz etki yaratan kalp-damar hastalıklarının, inmenin ve solunum sistemi hastalıklarının hava kirliliği ile doğrudan ilişkili olduğunun altını çizmiştir. Konuşmasında, “Hava kirliliği; çocuklarda hiperreaktivite, dikkat eksikliği, bilişsel gerilik, akciğer fonksiyonlarında düşüklük; yetişkinlerde astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, akciğer dokusunun sertleşmesi olarak tanımlanan akciğer fibrozisi ile akciğerde ölümcül hasara neden olan damar pıhtılaşmasına yol açmaktadır. Ayrıca hava kirliliği özellikle çocuklar ve 65 yaş üstü nüfusta zatürre gelişimini 6 kat arttırmaktadır” demiştir.

“Türkiye’nin ulusal mevzuat sınır değeri dikkate alınsa dahi yeterli ölçüm yapılan 80 ilin 53’ünün yani yüzde 66’sının havası kirlidir” diyerek sürdürmüştür. İstanbul, Ankara ve İzmir illerinin ilçe düzeyinde kirlilik haritasının da açıklandığı toplantıda en kirli ilçelerin İstanbul’da Göztepe, Esenyurt ve Aksaray; Ankara’da Sıhhiye ve Kayaş; İzmir’de ise Bornova ve Bayraklı olduğu dikkati çekmiştir.

• İzmit Körfezine 6 Bin Balık Bırakılmıştır

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü ile yaptığı protokol kapsamında merkezde yetiştirilen 6 bin levrek ve kalkanı Körfez’e bırakmıştır.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, yaptığı çalışmalar sonucunda İzmit Körfezi’ni yaşanabilir hale getirmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Tüm bu çalışmaların ardından Büyükşehir Belediyesi büyük bir projeye daha imza atmaya hazırlanarak, Körfez’de balık sayısını artırmak ve Körfez’in doğal akvaryum olması için yaptığı balıklandırma projesini hayata geçiriyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü ile yapılan protokol kapsamında 6 bin balık 22 Kasım’da Körfez’e bırakılarak, proje kapsamında balıklandırma çalışmalarının da devam etmesi beklenmektedir.

İzmit Körfezi’nde yapılan temizlik çalışmalarının ardından, suda yaşayan canlıların çoğalması ile birlikte Büyükşehir Belediyesi balıklandırma çalışmalarını başlattı. Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü ile yapılan protokol kapsamında merkezde üretilen yavru levrek ve kalkanlar Körfez sularına bırakılacaktır. 22 Kasım Çarşamba saat 10.30’da düzenlenmiş olan törenle denize bırakılmış olan balıklarla birlikte körfezin canlı popülasyonunun giderek artması, Büyükşehir Belediyesi ve Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü’nün önümüzdeki dönemde de bu çalışmayı devam ettirmesi beklenmektedir. Bu çalışma ile Büyükşehir’in körfezin doğal akvaryum olması ile ilgili çalışmaları daha da önem kazanacak.

• [BiyoçeşitliliğeDokunma] Biyolojik Çeşitlilik Patentlenip Ticarileştirilecek

Geçtiğimiz günlerde Meclis gündemine taşınan ve ‘Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma’ adı verilen yasa tasarısının, tüm koruma alanları üstündeki koruma statülerinin kaldırılması ile biyoçeşitliliğin ticarileştirme adımları atılırken, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Karadeniz bölgesinde bulunan 7 ilde biyoçeşitliliğin önemli bir parçası olan geleneksel bitkileri fişleyeceğini açıklamıştır.  Biyolojik çeşitlilik yağma ile fişlenecek Orman ve Su İşleri 11’inci Bölge Müdürlüğü tarafından Samsun’da Biyolojik Çeşitliliğe Dayalı Ulusal Geleneksel Bilginin (BGB) Kayıt Altına Alınması Projesi uygulanmaya başlanarak, Samsun’da baharat, içecek, maya, halk ilacı, boya, tekstil, yapı malzemesi, yakıt, el sanatları gibi üretimde kullanılan geleneksel bitkiler tespit edilmesi amacıyla, 100 köyde saha çalışması yapılmaya başlanmıştır. Saha çalışmasının ardından belirlenen bitkilerle ilgili laboratuar çalışmasının yapılacağı belirtilmiştir.

Samsun’da 2017 yılı içinde 154’ü endemik olmak üzere toplam 3 bin 5 bitki ve hayvan türü tespit edildiği açıklanmıştı. Samsun’da ihalesi yapılan proje kapsamında, biyolojik çeşitliliğe dayalı geleneksel bilginin belirlenmesine yönelik çalışmaları, 420 gün süreyle özel şirketler gerçekleştirecektir. Vali Yardımcısı’nın, “Proje çalışmalardan elde edilen çıktılar bir veri tabanında toplanarak yerli araştırmacılara ve uluslararası patent uzmanlarına açılacaktır. Genetik kaynaklarla bağlantılı geleneksel bilgiyi erişim izni olmaksızın kullanan yabancı kişi veya şirketlerin bu kaynaklar veya bilgilere dayanarak patent almasının önlenmesi; genetik kaynaklarımız ve bağlantılı geleneksel bilgiler üzerindeki tüm haklarımızın korunmasına katkı sağlanması olacaktır” sözleri, biyoçeşitlilik üzerinde ciddi bir yağmanın başlayacağına işaret etmektedir.

• Dünyanın En Büyük Botanik Bahçesi Umman Çölü’nde Kuruluyor

Bereketli topraklar dendiği zaman belki akla gelecek ilk yer Umman ve çölleri olmasa da, bu Arap ülkesi dünyanın en büyük botanik bahçesinin inşası ile kendisine büyük bir yeşil alan yaratmaktadır.

Ülkenin zengin biyolojik çeşitliliğini sergileyecek Umman Botanik Bahçesi, 4 kilometrekarelik bir alanda yerel bitki örtüsü ile beraber iki dev biomun altında ülkenin kendine özgü bitki türlerini de sergileyecek olup, Hajjar sıradağlarının ayaklarında kurulacak botanik bahçenin arazisi, eski deniz tabanının görülebildiğini nadir yerlerden biridir.
Ziyaretçiler açık alanlarda dolaşabilecekleri inişli çıkışlı patikalar ile vadilerden, dağlık bölgelere ve çöle geçiş yapabileceklerdir. Doğal ekosistemin en iyi şekilde taklit edildiği biomlarda ise nadir bulunan ve oldukça narin bitki türleri ziyaretçiler tarafından izlenebilmektedir.
Botanik bahçesine ziyaret merkezi haricinde, bölgenin biyolojik eşitliliğini korumak için çalışacak eğitim ve araştırma merkezleri de kurulacaktır. Bölgenin su kıtlığı düşünüldüğünde binanın sürdürülebilir bir yapıda inşaa edilmesi oldukça zor olmuş ama binanın üreteciği gri suyun (duştan, küvetten, lavabolardan vb. toplanan evsel atık su) yeniden kullanılması ile bina en yüksek sürdürülebilirlik standartlarından biri olan LEED Platinum rozetini kazanmıştır.

• Ünlü İsimlerin Desteği İle “Balıklar Boğulmasın” Sergisi

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), 20. yılını Fairy’nin Türk denizlerinin korunmasına verdiği destek kapsamında “Balıklar Boğulmasın” projesi ile Pazar akşamı Moda Deniz Kulübü’nde kutlayarak gerçekleştirmiştir.

TÜDAV ve Fairy işbirliği ile gerçekleşen“Balıklar Boğulmasın” projesine Gonca Vuslateri, Sedef Avcı, Kıvanç Kasabalı, Şahika Ercümen, Beyza Şekerci, Leyla Tanlar gibi ünlü isimler ve deniz tutkunları destek vermiştir. Ünlüler, fosfat nedeniyle balıklar için gerekli olan deniz suyundaki oksijenin tükenmesine dikkat çekmek amacıyla suyun altında nefessiz kalmaya çalışarak “Balıklar Boğulmasın” dediler.

“Balıklar Boğulmasın” projesine destek veren oyuncu Beyza Şekerci, “Böyle anlamlı bir projede yer alarak farkındalık yarattığım için çok mutluyum. Keyifle çalıştık. Hepimiz kendi üzerimize düşeni yaparsak çevre kirliliğine karşı mücadele edebilir ve bu bilinci gelecek nesillere aktarabiliriz” ifadelerini kullanmıştır.

Böyle sosyal sorumluluk projelerinde var olmak benim için çok keyifli diyen oyuncu Gonca Vuslateri, “Bizler; insanlar olarak, kendimizden başka canlıları da düşünmeliyiz. Bir balığı anlamaktan, deniz kirliliğini anlamaktan, bizi ne uzak tutabilir? Onların da oksijene ihtiyaç duyduğunu düşünmek ne kadar zor olabilir? Fosfatsız ürünleri kullanarak denizlerdeki oksijenin tükenmesine engel olabilir ve deniz yaşamını destekleyebiliriz” demiştir.

“Biz sanki onlar denizin altında olduğu için oksijene ihtiyaçları yokmuş gibi düşünüyoruz ama tabii ki onlar da oksijenle nefes alıyorlar ve bizim de bunu düşünmemiz gerekiyor” diyen oyuncu Leyla Tanlar, denizlerdeki oksijeni azaltacak hiçbir şeyi kullanmamamız ve bu konuda duyarlı olmamız gerektiğini belirterek; sözlerine “Ben şehir dışında büyüdüm. İnsanlardan daha çok hayvanlarla yakınım” diyerek devam etmiş olan oyuncu, “Fosfatsız ürünleri kullanarak bile deniz yaşamına katkıda bulunabiliriz, bence denemeye değer” ifadelerine yer vermiştir.

Balıklar Boğulmasın Projesi’nde yer aldığı için çok mutlu olduğunu söyleyen oyuncu Sedef Avcı, “Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşarken ve balık ölümlerinin sayısı bu kadar artmışken bu durumun önüne geçmek gerekiyor diye düşünüyorum. Fosfat, denizdeki ve sudaki oksijeni azalttığı için balıkların boğulmasına neden oluyor. Bunu önlemek için de fosfatsız ürünler kullanmamız önemli. Dolayısıyla kamuoyunu bilinçlendirmek adına böyle bir proje bana sunulduğunda, büyük bir keyif kabul ettim” diyerek balık ölümlerinin önlenmesi için yapılabilecek basit şeylere konuşmasında yer vermiştir.

Ben bir deniz insanıyım diyen Kıvanç Kasabalı ise “Çok anlamlı bir proje” diyerek şöyle devam etmiştir: “Denizlerle çok iç içeyiz. O yüzden bu projeye her kesimden destek olunması gerekiyor. Gelecek nesillere daha temiz sular bırakmak için hep beraber bu kampanyaya destek vermeliyiz” demiştir.

“Deniz benim evim” diyerek cümlelerine başlayan Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen, “Deniz ve sualtı sevgisiyle her zaman denizlerimizi korumalıyız” diyerek denizin önemini vurgulamıştır.

• Sorunlarını Tweet Atarak Anlatan Ağaçlar

İklim değişikliği, orman yangınları ve kaçak kesimler ekosisteme zarar veriyor. Belçikalı bilim insanları ormanların korunması ve doğaya verdiğimiz zararı azaltabilmek amacıyla tweet atan ağaç ağı oluşturdu.

Örneğin Belçika’da bulunan 110 yaşındaki bir kayın ağacı, günlük durumu hakkındaki bilgileri tweet atarak anlatıyor. @TreeWatchEFA. Kayın ağacı son paylaşımında (5 Ekim) özsuyunun bir gün önce 8.28’de akmaya başladığını, 5 Ekim’de de düne göre 139 dakika geç akmaya başladığını söylemektedir.

Fikir Belçika’da görev yapan biyomühendislere ait.
Ghent Üniversitesi’nden Biyoteknoloji Profesörü Kathy Steppe, ağacın kuruyunca ya da stresli olduğunda Twitter üzerinden tüm insanlara eş zamanlı olarak aktarabildiğini söylemektedir. Sensörler ağacın köklerden yukarıya ne kadar su çektiğini ölçüyor. Uzmanlar kablo ve sensörlerle ağacın yaşamsal verilerini ölçmektedirler. Teknik insan koluna takılan fitness bandı gibi kullanılmaktadır. Sistemin maliyeti ise 6 bin Euro.

Kayın ağacı dünyada tweet atan tek ağaç değil. Almanya’daki çam ağacı @TreeWatchBritz, Hollanda’daki kavak ağacının da @TreeWatchWUR binlerce takipçisi var.
Tweet atan ağaçlar ağı Ghent Üniversitesi’nde toplanılmakta ve burada bitkiler üzerinde stres testleri de yapılmaktadır. Amaç bu ağı diğer ülkelerde de yaymak ve insanların ormanların korunması konusunda dikkatlerini çekerek daha da bilinçlenmesini sağlamaktır.

YAYINLANAN YÖNETMELİKLER

• Endüstriyel Atık Yönetim Planı Formatı Yenilenmiştir

Çevreyle uyumlu bir şekilde atık yönetimini sağlamak üzere atık üreticisi veya atık sahibi tarafından Bakanlıkça belirlenen formata uygun şekilde hazırlanan atık yönetim planı formatı değişmiştir.

• Belirli Boya Vernik ve Araç Yenileme Ürünlerinde Kullanılan Toplam Uçucu Organik Bileşik İçeriğinin Sınırlandırılmasına İlişkin Yönetmelik Taslağı Yayımlanmıştır

AB’ye katılım için Ulusal Eylem Planında 2017 yılı yayımlanacağı belirtilen 2004/42/EC sayılı “Belirli Boya, Vernik ve Araç Yenileme Ürünlerinde Kullanılan Toplam Uçucu Organik Bileşik İçeriğinin Sınırlandırılmasına İlişkin Yönetmelik Taslağı” hazırlanmıştır.

Bilindiği üzere; Benzen, Toluen, Ksilen ve benzeri organik buhar ve gazların toplam karbon cinsinden ifade edilen Uçucu Organik Bileşikler (UOB) insan sağlığına doğrudan olumsuz etki edebilir ve yer seviyesi ozon kirliliğine sebep olur. Uçucu Organik Bileşik emisyonları, solvent içeren ürünlerin endüstriyel ve evsel tüketimi, petrol türevlerinin depolama ve dolum esnasında buharlaşması, ulaşım (Motorsiklet başta olmak üzere araç kullanımı, araç benzin depolarından buharlaşma) ısınma (Odun başta olmak üzere yakıt yakma) endüstriyel yakma, katı atık depolama tesislerinden kaynaklanmaktadır.

Bu düzenleme ile; Belirli boya ve vernik ile araç yenileme ürünlerinde kullanılan organik solventlerden kaynaklanan uçucu organik bileşik emisyonlarının sınırlandırılmasına ilişkin usul
ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile;
– Yapı Malzemelerine uygulanan dekoratif boyaların sınır değerlere uygunluğunun piyasa gözetim ve denetiminden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,
– Mobilya ürünlerine uygulanan dekoratif boya ve verniklerin sınır değerlere uygunluğunun piyasa gözetim ve denetiminden Gümrük ve Ticaret Bakanlığı,
– Araç yenileme ürünlerinin sınır değerlere uygunluğunun piyasa gözetim ve denetiminden Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sorumlu olacaktır.

 
 
×

DANIŞMANLIK TALEBİ

Danışmanlık istemek için aşağıdaki form ile bizlere ulaşabilirsiniz. Müşteri temsilcilerimiz en kısa sürede sizlere ulaşacaktır.