İstanbul Enerji’nin internet sitesinde yer alan açıklamaya göre Yüzer Güneş Enerji Santrali’nin amacı; İstanbul’da artan enerji ihtiyacını karşılamak için geniş yüzey alanına sahip olan su havzalarının ve barajların şehrin elektrik üretimine katkıda bulunmasını sağlamaktır.
Yüzer Güneş Enerji Santrali’nin Türkiye’de ilk kez uygulanan bir sistem olma özelliğini taşıdığı belirtilen açıklamada, “Santral İstanbul’a temiz su sağlayan kaynaklardan biri olan Büyükçekmece Gölü üzerine uygulanmıştır. Bu uygulamada enerji verimliliğine katkı sağlaması ve yenilebilir kaynaklardan enerji üretiminin payının arttırılması hedeflenmektedir. Santralde 960 adet 260W gücünde polikristal fotovoltaik panel kullanılmıştır. Panel ve diğer malzemelerin seçiminde korozyona karşı dayanımlı ürünler tercih edilerek santral ömrünün uzatılması hedeflenmiştir.”
Yüzer Güneş Enerji Santralinin uygulamasında iki farklı yüzdürücü sistem kullanıldığı kaydedilmiş olan açıklamada, “Kullanılan sistemler, kapladığı su yüzeyini yüzde 70 oranında havadan izole ettiğinden yoğun su talebinin karşılanmasında karşılaşılan en önemli sorunlardan biri olan buharlaşma ile su kaybının önlenmesinde de önemli bir etken olacaktır. Tesis kurulumunun tamamlanmasının ardından başlanan AR-GE çalışmaları 12 ay sürecince devam edecek olup, yüzdürücü sistemlerin enerji üretimi, su kalitesi, ekosistem üzerine etkileri (su canlıları, yosun oluşumu vb.) karşılaştırmalı olarak izlenecektir. Büyükçekmece üzerine kurulu Yüzer GES her sene 180 ton CO2 salınımını engelleyecektir” denilmiştir.
Bu yılın Limit Aşım Günü 2 Ağustos olmuştur. İnsanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olarak tanımlanan Limit Aşım Günü bu yıl rekor kırarak şimdiye kadarki en erken tarihini görmüştür. 1997 yılında Limit Aşım Günü eylül ayına denk geliyordu.
İnsan aktivitelerinin doğa ve doğal kaynaklar üzerindeki eşi görülmemiş baskısını sembolize eden tarih, ekolojik ayak izi kavramını da yeniden gündeme getiriyor. Tükettiğimiz kaynakları üretmek ve yarattığımız atığı bertaraf etmek için gereken toprak ve su alanını işaret eden ekolojik ayak izimiz büyüdükçe limiti daha erken aşıyoruz. İnsan nüfusu, kaynak talebi ve ekonomiler büyürken dünyamızın büyüklüğü ve kaynak miktarı değişmiyor. Limit aşımı, yıllık faizle geçinmek yerine bankadaki ana parayı harcamak veya kredi kartı borcunu ödeyememek gibi tercüme edilebilir. Bugün tüm insanlığın talebini karşılayacak tahmini doğal kaynak ihtiyacı için 1,7 Dünya gerekiyor. Özellikle gelişmiş ülkeler sanki birden çok dünyamız varmış gibi yaşıyor.
Ekolojik sınırları aştığımız her yıl ekosistemlerin tamamen çökme ihtimalini daha öne çekiyoruz. Denizler ve ormanların emebileceğinden daha fazla karbondioksit üretiyor, balık stoklarını daha kendilerini yenilemeden tüketiyor, ağaçları yeniden büyümelerine izin vermeden kesiyoruz. Dünya talebimize kaynak yetiştiremiyor.
Muğla’nın Marmaris İlçesi’nde tanınan çevreci İmdat Avcı ve eşi Yıldız Avcı, “Ozanın Türküsü” isimli tekne ile gezdikleri koylarda, 14 saatte yaklaşık 10 top çöp toplayarak, “Yaratan ömür verip sağlıklı oldukça temizlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullanmışlardır.
Muğla Valiliği tarafından üst üste iki defa yılın çevrecisi seçilen ve Türkiye’nin birçok çevre kuruluşundan takdir belgesi alan 63 yaşındaki İmdat Avcı, eşi Yıldız Avcı ile birlikte “Ozanın Türküsü” adlı 13 metrelik tekne ile ilçe koylarını temizlemeye çıktı. Yaklaşık 35 yıldır ilçenin koylarını ailesiyle temizleyen ve çevre duyarlılığını arttırmak için 50 eyleme imza atmıştır. Avcı çifti, turistlerin ve tatilcilerin gezi tekneleri ile uğradığı Cennet, Bedir, Nimara, Amos koylarının yanı sıra Fosforlu Mağarası çevresinde de temizlik yaparak, tekneye poşetler ile yükledikleri yaklaşık 10 ton çöpü, akşam saatlerinde iki sefer yaparak Yat Limanı’nda bulunan Netsel Marina İskelesi’ne getirmiştir.
Yaklaşık 10 ton çöpü eşi ile birlikte 14 saat, belki de daha fazla sürede toplayarak koyları temizlemişlerdir. Tatilci ve vatandaşların kirlettiği güzellikleri temizleyerek, yaratan ömür ve sağlık verdiği sürece temizlemeye devam edeceklerini dile getirmişlerdir.
Uzun yıllar çekçekçilik yapan Shek, ailesinin geçimini güçlükle sağlamasına rağmen kazandığı paranın bir bölümü ile her gün bir tane ağaç diktiğini anlatmıştır. Faridpur şehrinde yaşayan Abdus Salam, 12 yaşından beri doğa ve ağaç sevgisi ile her gün bir tane ağaç dikme alışkanlığı olduğunu ifade etmişti. 60 yaşında vefat eden Abdus Salam Shek, 48 yıl boyunca 17 bin 532 adet ağaç diktiğini söylemişti.
Vefatından önce yapılan bir röportajda Abdus Salam, “Gündüz bir tane ağaç dikemesem geceleyin uykum tutmuyor. Çalışmaktan gündüz ortalama 100 taka (5 TL) kazanıyorum. Bu paradan çocukların ekmek parası bile yetmez, ancak bu paradan bir kısım her gün bir tane ağaç satın almayı sürdürüyorum” şeklinde konuşmuştu.
Sadece ağaç dikmekten görevinin bitmediğini anlatan Abdus Salam Shek, “Diktiğim ağaçlarına sulanması yapıyor, kesilmesin diye her gün kontrol ediyorum. Ayrıca diktiğim ağaçları hep kamu yerlerinde diktim, çünkü kimse kesemezsin ya da kişiselleştiremesin. Şunu isterim ki sağlıklı yaşayabilmemiz için herkes ağaç diksin. Dikemezse hiç olmaza kesmesin” diye konuşmuştu.
Ağaçların arasında en çok meyve ağaçlarını diktiğini belirten Abdus Salam, “Ben en çok meyve ağaçlarını dikiyorum. Çünkü bu Allah’ın bir emirdir” ifadelerini kullanmıştı.
“Daily Star” gazetesinin 26. yıl dönümünde gazete yetkileri tarafından ödüllendiren Bangladeş’in bu ağaç aşığının dün vefat ettiğini bildirildi.
Tokat Tarım Gıda ve Hayvancılık İl Müdürü Orhan Şahin, solucan gübresi gibi hayvansal orijin gübreleri üreten üreticilerin tesisleri için devlet tarafından yüzde 50 hibe ile makine ve ekipman desteği sağlandığını söylemiştir.
Tokat Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünde yapılan bilgilendirme toplantısına, il merkezi ve ilçelerde solucan gübresi üretim tesisi kurmak isteyen vatandaşlar katılmış olup, burada konuşan İl Müdürü Orhan Şahin, solucan gübresi üretiminin Tokat’ta yeni bir sektör olduğuna vurgu yaparak, hayvansal orijin gübreleri üretmek isteyen vatandaşlara Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hibe desteklerinin verildiğini söylemiştir.
Şahin,”İlimizde yeni bir sektör olan solucan gübresi üretiminin artırılması, çiftçilerimizin kimyasal gübreden organik gübreye geçişini kolaylaştıracaktır. Birim alanda daha fazla ürün alınacak olup, çevre ve toprak kirliliği de bu üretimlerle azalacak. Bu alanda yatırım yapmak isteyenlere de İl Müdürlüğümüz tarafından gereken kolaylığın sağlanacağını belirterek, içerisinde solucan gübresinin de olduğu hayvansal orijin gübresi üretmek isteyen yatırımcıya, tesisini kurması sonrasında devletimiz tarafından makine ve ekipman desteği sağlanıyor. Bize müracaat edilmesi ve gerekli şartların taşınması durumunda ekonomik yatırımlar kapsamında yüzde 50 oranında hibe desteği alınabilir” demiştir.
Toplantıya katılan vatandaşlara, solucan gübresi üretim tesislerinin kurulumu ve ruhsatlandırılması ve üretilecek gübrenin pazarlanması konularında da ayrıntılı sunumlar gerçekleştirilmiştir.
Avustralya’da bulunan Royal Melbourne Teknoloji Enstitüsü, sigara izmaritlerini yeniden değerlendirmenin en etkili yolunun kaldırım ve asfalt yol yapmak olduğunu öne süren bir çalışma yayınlamıştır. Her ne kadar sigara izmaritleri ile yapılan yollar pek sağlıklı gözükmese de, araştırmaya göre bu yöntemin yararları oldukça fazla.
Atık konusunda en büyük problemlerden biri olan sigara izmaritleri, içindeki kimyasallar ve doğada çözünmeyen maddeler yüzünden çok büyük problemler yaratıyor. Sigara izmaritleri özellikle denizlerde bulunan atıkların büyük bir parçasını oluşturuyor.
Sigara izmaritleri ile yol yapmanın ise bu etkileri ortadan kaldıracağı düşünülüyor. Sigara izmaritleri için belirli ve kesin bir atık noktası oluşturmanın bu atık sorununu ortadan kaldırmak için büyük bir yardım sağlayacağı düşünülüyor. İkinci olarak, araştırmacılar sigara izmaritleri ile yapılan yol ve kaldırımların ısı iletkenliğini azalttığını öne sürüyor. Sigara izmaritleri güneşten gelen ısıyı daha az tutarak, şehirdeki ısıl ada etkisini azaltabiliyor. Isıl ada etkisi betonlaşma yüzünden şehirlerin kırsal alanlardan daha fazla ısınmasına yol açıyor.
Yapılan araştırmalar zift ve parafin mumundan oluşan bir karışımın sigara izmaritlerinde bulunan kimyasalların toprağa karışmasını engellediğini gösteriyor. Araştırmayı yöneten Dr. Abbas Mohajerani, bu yöntemin yol standartlarını karşıladığını, hatta istenirse bu karışımın inşaat sektöründe bile kullanılabileceğini belirtiyor. Mohajerani, bu karışımla yapılan ürünlerin aynı zamanda daha az enerji kullandığını öne sürüyor. Mohajerani’ye göre içerisinde onlarca kimyasal barındıran sigara izmaritlerini kontrol altına almanın yolu ancak yolların ve tuğlaların içinde muhafaza etmekten geçiyor.
YAYIMLANAN YÖNETMELİKLER
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 1 Ağustos 2017 tarih ve 30141 sayılı resmi gazetede yayımlanmıştır.